Bekir Yıldız – Kara Çarşaflı Gelin
Dışarıya baktı Şara. Gece, ön akşamdan daha aydınlıktı. Aya, güneş vurduğunda hep böyle olurdu bozkırda gece ve geceler. Ansızın pencerenin az ötesindeki lekeyi gördü. Kocasının öldürdüğü adamın kanıydı bu. Karanlığın süpürüldüğü gecede, sanki kanatılmış gibiydi toprak. “Ah!” dedi Şara, yüreğine. “Ah!” Cılızdı ama, umutlanacağı güçler, Tanrısı, sırtını dönmüştür dünden beri kendisine. Can almıştı kocası çünkü, […]