Zafer Ekin Karabay – Gündelikçi
Güneş biraz önce anımsadı, uysal bakışlarını
Odanın burukluğuna sığınan kedinin ve ağlayan
Bir kadının ince bir ezgiyle dinen sesini,
Perdenin kımıldarken söylediği ve eline
Dudağında gülümseyen sözcüklerin sayıklarken
Değmesini, sonra aydınlattı gecenin telaşında. Ki kadın
Acının sözcüğüydü yeryüzünde,
Düşyüzüne serptiği bir avuç suyla uyandığında.
Bacaklarında bir intihar cesaretiyle oturduğu
Pervaza gün ansızın taşıdı onu, sayıklayarak
Ve sarkarak sildiği cama. İçine usulca yerleşen
Ve üzerine oynanan oyunları görmeyen bir körebe
Uğrun uğrun öldürdü onu, temizlerken
Kirlendiğini düşünerek bu varsıl evleri.
Bu yüzden cama yansıyan siluetini göremedi
Ve dinleyemedi her cam sildiğinde kendisine
Fısıldayan sözlerini…