Cahit Külebi – Kadınlar Ülkeler Denizler
Gözlerin gözlerime değince
Su katılıyor rakıya,
Denizler açılıyor önümde.
Üç çeşit deniz var bildiğim.
Birincisi sütliman deniz.
İlkgünün özenle okşadığı,
Gökyüzüyle kaynaşan deniz.
İkincisi dalgalı oynak,
Bir kedi gibi önce sokularak
Sonra tozu dumana katan deniz.
Balıklara beşik sallayan deniz.
Üçüncüsü volkansı dağlar…
Tüfek namlusundan menevişli,
Baştan başa gövdesi köpek dişli,
Kendi kendine savaşan deniz.
Anadolu dağları gibi kıraç,
Kış ortasında kurtlar gibi aç
Karanlığa uluyan deniz.
Senin gözlerinde öyle uzak,
Üç türlü denizde balkıyarak
Bütün yaşamımı alıp gitti.
Türküler yitirdim dağlarda.
Çiğdemleri rüzgar okşar ya,
Sarkar ya söğütler ırmağa
Rakıya su katılır gibi
Gözlerin başlar yansımaya.
Gözlerin gözlerime değince
Su katılıyor rakıya,
Ülkeler de kadınlara benziyor,
Başlıyor yansımaya.
İşte güvercin kemikli kız!
Koca Fransa, Akdeniz…
Ve Almanya ki lahana, tütün,
Sokakları kan kokarken bir gün
Gençliğimi orda bırakıp geldim.
Oysa, balık gibiydi Urzula rayh
Bir sarı çiğdem gibi severdim.
İşte Leningrad aylar boyunca
Almanlara karşı koyunca
Ya ölüm ya özgürlük diyerek
Süpürge tohumu ve fare yiyerek
Yiğitliği de ölümü de tatmış.
Ne var ki yaradan yine de kızlarını
Biraz burnu kalkık yaratmış.
İşte İtalya! Onlarınki de can,
Kara saç, etli dudak, sıcak kan.
Kadınlar gergin yelken gibi
Türkülerinde ırmaklar akan.
Gözlerin gözlerime değince
Su katılıyor rakıya.
Denizler, ülkeler, kadınlar
Hepsi de benziyor birbirine
Ve boydan boya masmavi
Dünya açılıyor önüme.