Ufuk Lüker
  • Ana Sayfa
  • Şiir
  • Öykü
  • Müzik
  • Sinema
  • Yazın
  • Görsel
  • Kişisel
  • Kitaplık
  • Ara
  • Menu Menu

Şunun için etiket arşivi: Kemal Özer

admin

Kemal Özer – ‘Macarlar’ Filmini Seyrederken

in Şiir

Fısıldaştığını duydum
ardımda iki gevezenin.

Bu nasıl ağa
-dedi biri
çiftlik sahibi için-
bir kamçısı bile yok elinde
dolaşırken çizmelerini dövmeye.

Fırsat da çıktı
-dedi öteki
fırsat da çıktı ama
çekip almadı yatağına
onca kadından birini.

İzleyen iki geveze
düşen görüntüleri perdeye
bir büyük gölgenin
titreştiğini görmeden
görüntülerin üstünde.

admin

Kemal Özer – Şu Varna’da

in Şiir

I
Şu Varna’da unutmanın yolu yok
çakıl taşları gibi duracak
belleğimin dibinde
baktığı yerden denize bakmak Nâzım’ın
ellerini yakan vapuru beklemek
bir daha geçsin diye Varna önünden
ve duymak geceleri uyutmayan o özlemi
bunca yıl sonra sesinde
“anayurda selâm” diyen yoldaşın

II
Kurda kuşa yedirmeden getirdim
şu Varna’da yüklendiğim selâmı
şu Varna’da havuzun başında

Bir daha düşer mi oralara yolum
görür müyüm sahibini kimbilir
görür de söyler miyim ilettigimi

Tanık olsun bu şiiri okuyanlar
yazıyorum üzerimde kalmasın diye

III
Şu Varna’ya gelip de
görmemek olmaz Dikilitaşları
ve dolaşmamak aralarında,
içinizde sinsi bir umut
çıkıverecekmiş gibi Nâzım
birinin arkasından

Dikilitaşları görüp de
çevresine toplanmamak olmaz
ve fotoğraf çektirmemek içlerinden biriyle,
aramamak olmaz hangisiydi
Nâzım’la yan yana duranı

Korucu Adil’i tanıyıp da
çağırmamak olmaz çekilecek fotoğrafa
ve şaşırmamak görünce telâşını
silahı bırakmak için elinden

admin

Kemal Özer – Görüşmeci

in Şiir

Bakıyorum onların yüzüne,
ölümden önceki bir pazartesi;
ne coşkuyu geri çeviren yılgınlık, ne zamanı kollayan ürperti,
çizmişler kavgayı yüreklerine.

Gökte güvercinlerin bıraktığı
kanat seslerinden daha kıvrak,
daha yoğun, görkemli düşüncelerden, verilen yargıdan daha güçlü
bir umutla işlemişler yarını.
Aşmışlar dalgalarını işkence denizinin, durgun gözlerinde iki su kabarcığı; acılardan geçmişler, bunca sınavdan.

Öyle bir kıyıya varmış ki artık
ölüm elde edemez inançlarını.
Bakıyorum onların yüzüne,
ne yenilmiş, ne eylem yorgunu,
yeşerttiği incecik tohumlar ülkemin; incecik bir güneşle, ama direnç dolu, kabukları arasından gelecek günlerin.

admin

Kemal Özer – Otağ

in Şiir

sen benim korkum musun uyuyup uyanmayan
sorulsa nerden nasıl günlerin yatağına
düzelmez kıvrımıyla bir daha kalkmamanın
kaşlarını getiren çizilmiş bir adama
bir tutup bir çekerek yüzünü yargıçların

yüzünü sana borçlu her akşam bir kadının
yüzünü sana borçlu her akşam bir kadının
korkuma çıplaklığı beyazlığı yakışan
sen benim dargınımsın sevişme otağına
babası aşk bıkkını annesi buzlu camdan
kaç kereler diz çökmüş diz çökmüş yalvarmaya

ya da bu ilk ölüsü elimdeki bıçağın
havamda kelimeler onun kelimeleri
bana da silahı var ona gelen düşmanın
sen beni suya iten incecik yaz öğlesi
yangınını öğrettin açtığım her yaranın

sen bana bir yakınlık bir ateş yakınlığı
kendi kendine yanmış kimseyi ısıtmayan
desinler ona kaçtı bırakıp yalnızlığı
daha hiçbir kaçağın işlemediği suçtan
alarak şapkasını sonsuzluğa asılı

admin

Kemal Özer – Kısıntı

in Şiir

İçimde kocaman bir günün tortusu
geldim eve yüreğimin pasıyla
geldim bunca yorgunluğun ardından
diz dize oturup da sofra başına
sesini duya duya dirilmeye
gözlerine baka baka arınmaya

Elini çabuk tut sevgilim
ışıklar nerdeyse kesilir

admin

Kemal Özer – Yanyana İki Ülke Gibiyiz Seninle

in Şiir

Yan yana iki ülke gibiyiz seninle,
ayın önünden geçen bulut
önce seni karanlıkta bırakır sonra beni
senden bana eser, yerine göre,
yerine göre benden sana
şakaklarımızı serinleten rüzgar.

İki kıyı gibiyiz karşılıklı,
hem ayırır bizi hem bağlar birbirimize
aramızda akan ırmak.
İki tarih sayfası gibiyiz art arda
birinde başlayan cümlenin sonu
ötekinde düğümlenir ancak.

Geldiği vakit hasat günleri
iki ayrı ağızda aynı anda
beliren bir gülümseme gibiyiz seninle
ve iki ter damlası gibiyiz alnında
elbirliği ile üretilip
kardeşçe bölüşülen bir dünyanın

admin

Kemal Özer – Zonguldak

in Şiir

Yerin derinliklerinden geldiler, ellerinde
susmak bilmeyen bir yer altı güneşiyle, ne kadar
diplere bastırılsa o kadar boğulmak bilmez yankısıyla
yüreklerinin.

Ağır ağır geldiler, karanlık sarnıçlardan sıza sıza,
sağır küplerde birike birike, yararak kaslarının içine
yuvarlanmış sızıları ve ciğerlerinde yer etmiş
ışıksız lekeleri.

Geldiler bir büyük sesin harfleriyle ağızları dopdolu,
suskun çamuru küremek için kentin gölgeli
sokaklarından, sıyırıp almak için yıllardır gökyüzüne
birikmiş pası, ovmak için isli alnını sabahın.

Anıt bildiler sıradan ve gösterişsiz bir günü, diyecek
sözleri varsa anıt bildiler, akacak bir yatağı varsa
ırmaklarının ve atacak köprüleri varsa anıt bildiler,
toplandılar o anıtın çevresine.

Sonra her gün geldiler, artarak geldiler, kadınları
çocukları ve alkışlarıyla, yoğurt mayalar gibi geldiler,
pişkin ekmekleri bölüp de paylaşır gibi, su gibi, ateş gibi.

Her gün yeni ağızlar eklendi ağızlarına, yeni
yollarla tanıştı ayakları, her gün yeni kabuklar çatladı,
yeni kulaklar işitmeye başladı söylediklerini, bir kent
oldular sonunda

ve adını değiştirdiler ülkenin.

admin

Kemal Özer – Seni Anmakla Artıyorum

in Şiir

korkak değilim umutsuz değilim bundan böyle
değiştirdim sana yaraşmayan günlerimi verdiklerinle

sana yaraşmayan ne varsa bir bir çıkarıp attım
yeller esiyor şimdi o büyük karanlığımın yerinde

geldin kutsal bildiklerimi yeniden tanımladın
ülkemi bir bakışta bağladın güzelliğine

en varılmaz yerlere vardırdın ellerimi
en gizli denizleri açtın gemilerime

sensin artık adı bir dönülmezliği çağıran
kelimeleri ölümsüz kılan şiire

admin

Kemal Özer – Aylı Karanlık

in Şiir

saklı tuttun saklı tutmanı sevdim
en karanlığa açılan kapını sevdim
yüzümü döndürmek için az mı
denizler dalgalar az mı yangınlar bulutlar
geldi savruldu üstüme geldi yıkıldı

bir nice batık taşlara gemilerim
yıkılmış ağaçlara bir nice gölgelere
gemilerim dedim beni alır götürür
onun kıyısına bırakır onun ülkesine
koskoca bir uykunun ardında
bir ormanın ardında karıncaların

olmadı mı en çok onu sevdim
saçlarını kurutmağa yaz güneşi
olmadı mı ellerini sevdim gülüşlerini
ateşler yaktım ısındım karanlığında
yoluma çıktıkça gözlerinin akşamı
ne ürkek ne büyük olduklarının akşamı

sevdim çağrıladım ben seni geceler
günler yalnız olduğumun kıyılarında
aydınlığı sürüp giderken yan yana gelmelerin
dedim elleri kim bilir kimin elinde
saçları dudakları kim bilir kimin

admin

Kemal Özer – Eski Bakır

in Şiir

Bir çığlığın içinde yakalıyorum seni
kaç kez Istanbulsu,
parıldayan, ısıtan, yakan bir alev gibi.
Üstünde uzun, pis, yalnız sokakların yağmuru…
Odaların, merhabaların, gülücüklerin sıkıntısı
tramvayların, vapurların sıkıntısı
yitmiş aşkların, yitecek aşkların
aynı vazoların, aynı öğütlerin, aynı yasakların sıkıntısı.
Yakalıyorum, öpüyorum, avutuyorum.
Karanlık etini kemiriyor,
vaktimiz kısa,
düşlerimizi kolluyorlar durmadan
durmadan kovuşturuyorlar.
Mendilimi ıslatıp alnına koyduğum
suyundan içtiğimiz hayat çeşmesi,
yalnız-geceler boyu uzanan kadını bakırlarda
durmadan horluyorlar.
Geyiğim, saklım benim.
bakma arkana, ne olur, aldırma,
onulmazlığımızdan büyük yapılar kurduk
horlandıkça aşkımız, derya.
Vaktimiz kısa,
karıncalara, rüzgarlara, sulara dokunmak
uyanan toprakları bilmek gerekiyor.
Ormanlar görmüş dolunayın tılsımını
ağlamayı utanmadan
dövüşmeyi bilmek
tırnaklarınla tutunmayı bilmek gerekiyor
aşağılandığımız, kollandığımızı bilmek gerekiyor.

Kapa tunç kapıları gece
Soğukta, kırgın, parasız milyon kişi.
Geyiğim, saklım benim,
ölüm dayanmadan kapıya
sev, öp, yitir beni.

admin

Kemal Özer – Alkışlarla Yürümenin Şarkısı

in Şiir

Alkışlar, yürüyoruz, alkışlarla yürüyoruz
suskunluğa yenilmemiş ellerin çığlığıyla
her avuçta bir kanat, konup kalkan bir kanat
– çözülmesi bir düğümün, boşanması bir zincirin –
yürüyoruz sokakları çarparak sokaklara
çarparak, çınlatarak alanlarını kentlerin

Alkışlar bir güneşi katıyor alkışlara
– parmaklarımız yansa da o güneşi her ilmik
alev alev taşımıştı dokuduğumuz kumaşa,
harcını o karmıştı ördüğümüz duvarın –
alkışlar, yürüyoruz, her adımda bir şafağın
kabuklarını çatlatarak, çıkarak yeni bir sabaha

Çıkarak çıkararak eylemin kozasından
bunca yıldır kanımızda uğuldayan coşkuyu
yürüyoruz bugünden yarına alkışlarla
birimizin göğsünde hepimizin soluğu
her alkış bir yolculuk emeğin özgürlüğüne
yürüyoruz alkışları alkışlarla çoğaltarak

admin

Kemal Özer – Yürüdükçe Öğreniyorum

in Şiir

Yürüdükçe öğreniyorum ayaklarımızın da konuştuğunu
yürüdükçe sorular sorduğunu, yankılar bıraktığını ardında
öğreniyorum gök ne uçsuz bucaksız,
ne göründüğü kadar mavi
bulut değil rüzgarın taşıdığı bir tek,
vakti gösteren saat değil
yürüdükçe öğreniyorum, kendiliğinden ışımıyor sabah bile

Söylendiği yerde kalmıyor söz, durmadan ilerliyor alevi
– içinde bir yürek varsa bir sözün,
içinde bir alev varsa yüreğin –
bir alan bir başka alanın, bir kent bir başka kentin
yürüdükçe katıyor sınırlarına kendi sabırsız genişliğini

Yürüdükçe öğreniyorum, elimize neyi alırsak alalım
– bir somun parçası, aşınmış bir çift ayakkabı, bir bayrak –
yeni bir dili konuşuyor tutup kaldırdıkça havaya
öğreniyorum bir kıvılcıma yol verdiğini parmaklarımızın
neyi tutarsak tutalım ellerimizin her biri bir şalter

admin

Kemal Özer – Bir Yarayı Öper Gibi

in Şiir

ağzımda kül tadı.

kurumuş kanı görüyorum
okuduğum satırların arasında,
yalayıp geçiyor yüzümü
utanca karışan sıcaklığı öfkenin
bakarken fotoğraflarınıza.

bir yarayı öper gibi ağzım.

admin

Kemal Özer – Bir Yol Ayrımındasın

in Şiir

ellerini aç ve bak avuçlarına
soğumadan anısı şahin aydın’ın
ey gece bastırmadan evine dönüp de
kol demirini vurdu mu kapısının ardında
güvenlikte duyan kendini!

ey “ölüm nereden ve nasıl gelirse gelsin”
diyenlere övgüyle yüreğini açan,
ama kendi içinde boğan kendi sesini,
gücünü başkasının gücüne katmayan
sana sesleniyorum, bak avuçlarına!

kışkırtmasın diye daha azgın günleri
kaygıyı çıkaran cesaretin karşısına,
karanlığı koyultmasın diye biraz daha
nicedir esirgeyen içindeki direnci
el ölçülü yurttaş, bu sözüm sana!

sanma ki bağışlayacak kendini aldatmanı
senin de hakkından gelmeyecek bu karanlık
bu sarılan el hüseyin örek’in boğazına,
kalleşçe vuran bu kurşun kerim yaman’ı!
sanma ki güvenliktesin kapını kapatınca!

öyle bir yol ayrımındasın ki artık
mümkün değil tek başına savunman hiçbir şeyi,
ya kalmana boyun eğeceksin ayaklar altında,
ya alacaksın direnenlerin yanında yerini
sahip çıkmak için yaşamın aydınlığına!

admin

Kemal Özer – Bildiri

in Şiir

Yürüdüğün vakit seninle birlikte yürüsün diye kentler-
deki daracık sokaklar,
geniş alanlarına çıksın diye alınterinin,
yürüdüğün vakit değişsin diye dünya
ve yaşam mutlu bir türkü olsun diye

dağlarda tek tek yakılan bu ateşler.

admin

Kemal Özer – Tek Tek Ağızların Birleştiği Savaş Türküsü

in Şiir

yaklaşıyordu düşman
sürdüğüm toprakta gözü
öğüttüğüm unda, dokuduğum kumaşta;
çekip alacak ne varsa soframdan,
uğrunda alınteri döktüğüm
ekmeğim, tütünüm ne varsa.

yaklaşıyordu düşman
suyun kaynağına doğru,
buldum derinliğinde toprağın
çıkardım tırnaklarımla onu,
içirdim tarlama yıllardır
avuçlarımın nasırından.

yaklaşıyordu düşman
gücümün yarattığı tezgaha,
alsın diye en büyük payı
benim ürettiğim yaşamdan,
katsın diye kendi damarlarına
kaslarımın içindeki dünyayı.

bir sabah ayağa kalktık
aynı anda, birbirimizden habersiz;
gözlerimiz yoksul ve kocaman.
birlikte çarpıyordu artık
aynı saçağın altında yüreklerimiz.
yürüdük yaşamı savunmak için
bir yanda umut, bir yanda düşman.

admin

Kemal Özer – Anı

in Şiir

atılmış bir kağıt üstünde değil yüzleriniz
saklanmış bir kağıt üstünde
saygıyla dörde katlı.

Site içerisinde ara

@ufukluker'i takip et

RSS Son okuduklarım

  • Gemiler de Ağlarmış
  • Bir Köy Hekimi
  • Açlık Sanatçısı
  • Unutamayan Adam (Amos Decker, #1)
  • Bir Havva Kızı
  • Her Şeye Rağmen Sevgi

Site istatistikleri

  • 0
  • 94
  • 87
  • 7.671.289
  • 3.016.063

Etiketler

Behçet Necatigil Suat Vardal Salah Birsel Sandor Petöfi Cevdet Kudret Oruç Aruoba Cahit Külebi Suat Derviş Gabriel Celaya Liana Daskalova Kemal Burkay Ece Ayhan Faruk Nafiz Çamlıbel Ahmet Necdet Abdülkadir Bulut Bertolt Brecht Metin Eloğlu Lale Müldür Bekir Yıldız Afşar Timuçin Ömer Bedrettin Uşaklı Adnan Özer Vasko Popa Necati Cumalı Paul Eluard Blas De Otero Hasan Biber Mehmet Yaşin Ahmet Muhip Dranas Jesus Lopez Pacheco Gülseli İnal Kutsiye Bozoklar Vedat Türkali Refik Durbaş Yaşar Kemal Birhan Keskin Hasan Hüseyin Korkmazgil Erdal Öz Vecihi Timuroğlu Oktay Rifat Yaşar Nabi Nayır Asım Bezirci Sennur Sezer Vladimir Mayakovsky Yılmaz Odabaşı Kostas Kleanthis Yi Men Suat Taşer Tevfik El Zeyyad Fethi Giray Sinan Kukul Memet Fuat Fakir Baykurt Orhan Kemal Edip Cansever Seyhan Erözçelik Pablo Neruda Şükrü Erbaş Yılmaz Güney Müştak Erenus Erdal Alova Can Yücel Sabri Altınel Ingeborg Bachmann Oktay Taftalı Bejan Matur Enver Gökçe Yorgo Seferis Aziz Nesin Kemal Özer Hasan İzzettin Dinamo Ümit Yaşar Oğuzcan İbrahim Karaca Philippe Soupault Resul Rıza Vyaçeslav Ivanov Murathan Mungan Berin Taşan Talip Apaydın Şükran Kurdakul Asaf Halet Çelebi Fang Vei Teh İsmet Özel Cahit Zarifoğlu Bilgin Adalı Barış Pirhasan Cevat Şakir Kabaağaçlı Turgut Uyar Ahmet Ada Mehmed Kemal Melih Cevdet Anday Arkadaş Z. Özger Goethe Mehmet Başaran Sezai Karakoç Hilmi Yavuz Cengiz Bektaş Ercüment Behzat Lav Nikola Vaptsarov Sun Yu-T'ang Kerim Korcan Attila İlhan Neşe Yaşın Peter Abrahams Adnan Yücel Sabahattin Ali Celal Sılay Miguel Hernandez Nihat Behram İsmail Uyaroğlu Dido Sotiriou Altay Öktem Rıfat Ilgaz Konstantinos Kavafis E. E. Cummings A. Kadir Haydar Ergülen Jose Marti Nazım Hikmet Hasan Basri Alp Abdülkadir Budak Feyzi Halıcı Federico Garcia Lorca Ahmet Erhan A. Hicri İzgören Louis Macneice Süleyman Nesip İlhan Berk Nahit Ulvi Akgün Behçet Kemal Çağlar Zafer Ekin Karabay Özdemir Asaf Ahmed Arif Gülten Akın Türkan İldeniz Özkan Mert Eugene Guillevic Füruğ Ferruhzad Cemal Süreya Adalet Ağaoğlu Yaşar Miraç Cahit Sıtkı Tarancı Kemalettin Kamu Ahmet Telli Özdemir İnce Konstantin Simanov Tove Ditlevsen Orhan Murat Arıburnu Heinz Kahlau Cahit Irgat Louise Gareau Des Bois Fazıl Hüsnü Dağlarca Behçet Aysan Günter Kunert Oğuz Atay Sabahattin Kudret Aksal Enis Batur Kahraman Altun Sandor Forbath Conrad Aiken Bedri Rahmi Eyüboğlu Orhan Veli Kanık İlhami Bekir Tez Ahmet Oktay Metin Altıok Halim Şefik Güzelson Özge Dirik Kenneth Rexroth Arif Damar Ataol Behramoğlu Ziya Osman Saba Yannis Ritsos Akgün Akova Nicolae Dragos Sait Faik Abasıyanık Ülkü Tamer Süleyman Çobanoğlu Metin Demirtaş Turgay Fişekçi Ozan Telli
by Ufuk Lüker
  • 500px
  • LinkedIn
  • Youtube
Sayfanın başına dön