Arif Damar – Kırık Makara
Akşamdı
Karataşlardabeyazaltalta
İki sayı
6228
Ben okudum yalnız
Eski arkadaş gitti
Biz kendi sessizliğimizin
Birbirinden uzak
Salıncaklarına bindik
Sallandık dirsek dirseğe
Durduk
Sonra ayrı merdivenlerden
Eşiklerimize indik
Akşamdı
Akşamın evcil kentini arkamıza aldık
Sendelerken dayandığımız değnek
Bir elimizde
Ötekinde yiten
Tükenen gündüzümüz
Vurdukça kızıltısı batı çevreninin
Yazgımızı yeniden çizmek için
Kıvılcımlar saçtı alnımız
Akşamdı
Yürüdük biz
Bilge
Deniz akşamının gecikmeden
Vardık önüne
Dizlerimizi büktük
Kaldık orda
Terli bileklerimizi kurtardık ilkin
Demirinden bir kelepçenin
Ayırdına bile varmadan
Eski dostun vurduğu
Yorgundu deniz su
“Gece de
Ne gece
Yoğun gece”
Araladık gizemsiz kapısını yorgun suyun
Yıldız ışıkları içinden
Bildik aydınlığımızı seçtik
Ayırdık usulca
-Hiçbir ortak yanınız kalmamış dedi
Anılarınızdan başka
-Hiçbir ortak yanımız
Kalmamış dedim
Ben dünyada ne öğrendim
Bilmez miydim
Orda
Solarlardı sararır da
Yapayalnız bırakılır
Yaşanmazsa yeniden
Yeniden anılar da
Başka nasıl olacaktık
Suskunduk
“Gece de
Ne gece
Yoğun gece”
Yıldızlara bakmıyorduk
Kulak verdiğimiz de yoktu
Sese
Sessizliğe de
Okyanus akıntılarında
Biçimlenir gibiydik
Gecesefalarını bekletiyorduk
Beyaz sugülleri
Yolumuza bakıyordu
Kokusunu saçmak için
Uysal denizkulağının
Gökkuşaklı düşü bizdik
Görkemsiz
Yalın çabası
Biz
İkimizdik
İşitilmez türküleri denizlalerinin
Dip sularındaki
Yarın ilk
Dünyayı düzeltecektik
Birlikte
Hele bitsindi gece
“Gece de
Ne gece
Yoğun gece”
Açtı aykırı dalların en incesinde
O doğal
Ölümsüz güzellik
-Hadi kalkalım dedik
-Hadi
Bir onulmaz düşümüzün
Boşlukta takılı kalan
Kırık makarasından
İki sap beyaz iplik
İnerken yere
Her yere