• Kişisel
  • Kitaplık
Ufuk Lüker
  • Ana Sayfa
  • Şiir
  • Öykü
  • Müzik
  • Sinema
  • Yazın
  • Görsel
  • Ara
  • Menu Menu
Sinema

La Fabuleux Destin D’Amelie Poulain

Pembe fanteziler diyarında geçen ‘La Fabuleux Destin d’Amelie Poulain / Amelie’, ülkesi Fransa’da yedi milyonun üzerinde seyirci çekti ve Edinburgh, Toronto, Chicago film festivallerinde izleyici ödülleri aldı. Buna şaşmamak gerek. Zira masum düşlerin acımasız dünyaya galip geldiği ‘Amelie’, itirazı olmayanlara bir doz mutluluk enjekte ediyor ve külyutmaz geçinenleri bile baştan çıkarmayı başarıyor.

Jean-Pierre Jeunet’nin bol soslu profiterol tadındaki (herkes en sevdiği tatlıyı düşünsün) hikayesi, çok sayıda ayrıntıyı zekice bir bütünde buluşturuyor. Günümüz izleyicisinin başlıca kriterlerinden biri de zekaymış gibi gözüktüğüne göre, ‘Gerçek Paris bu kadar steril değil’, ‘Garsonluk yapan bir kız öyle güzel bir evde yaşayamaz ki’ ve benzeri mızmızlanmalara mahal vermiyor.

Jeunet’nin yeni kahramanı, filme adını veren Amelie (Audrey Tautou). Paris’in en güzel semtlerinden Montmartre’da, bir başına yaşıyor. Kafedeki garsonluk işlerinden artan zamanını, başka insanların trajedilerini hafifletecek küçük planlar kurarak geçiriyor. Kendi refahı için geliştirdiği proje yok henüz. Çünkü başkalarının hayatına dışarıdan gizlice girse de, hayatın içine bizzat karışmaktan korkuyor. Diğerlerinin mutluluğuyla tatmin olma çabası, ancak bir yere kadar idare ediyor. Onu monoton yaşamından kurtarıp bir an evvel dünyasını renklendirecek bir şeye ihtiyacı var. O şey de aşk tabii ki.

 

Melek aşkta gerek

Fiziğinden huyuna suyuna kadar, çevresine göre oldukça farklı kaçan Amelie’nin aşık olduğu adam da sıradan biri değil. Tanımadığı insanların beğenmeyip attıkları polaroid vesikalıklardan koleksiyon yapan, bir sex shop’ta ve ek iş olarak da lunaparktaki korku tünelinde çalışan Nino’ya kaptırıyor gönlünü. Garip takıntılarına rağmen, Nino beyaz atlı prens olabilecek biri. Filmdeki en aydınlık karakter o. Nino rolünde iyi bir oyuncu ve yönetmen olarak tanıdığımız (yine herkes en sevdiği tatlıyı düşünsün) Mathieu Kassovitz var. Jeunet filmlerinin demirbaşı Dominique Pinon da, Amelie’deki yan karakterlerden biri olarak çıkıyor karşımıza.

Jeunet, tıpkı Nino gibi bir koleksiyoncu aslında. Hayata ve insanların alışkanlıklarına dair bir sürü malzemeyi biriktirip boncuk gibi dizmiş, ‘şeker kız’ Amelie’yi de onları bir arada tutan eksen, bir anlamda o boncukları kolye yapan ip olarak almış. ‘Breaking the Waves / Dalgaları Aşmak’taki Emily Watson, Amelie karakterinin çıkış noktası olmuş. Hatta bu rol için düşünülen ilk oyuncu oymuş. Ayrıca Emily, Amelie isminin de kaynağı. Jeunet rolün şimdiki sahibi Audrey Tautou’yu bir posterde gözüne kestirmiş.

Marc Caro’yla ortak çalışmaları ‘Delicatessen / Şarküteri’ ve ‘La Cite des Enfants Perdus / Kayıp Kentin Çocukları’, dokunaklı öykülerine rağmen nesnelerin mekaniğine daha düşkündü. Jeunet, mekanizmaları en küçük parçasına kadar didikleyen o ayrıntı sarhoşu bakış açısını, nesnelerden çok duygular üzerine kaydırıyor ve ezberlediğimiz ‘sevgi yumağı’ sıkıcılığından uzak, gerçekten unutulmaz anlar yakalıyor. Zengin bir düş gücünün mahsulleri, bir bir önümüze seriliyor. Bu düşler sadece öyküdeki optimizme değil, aynı zamanda sinemaya ait düşler.

Jeunet anlattığı masalın ya da şekerle kapladığı Paris’in cazibesiyle yetinmiyor ve sinema dilinin imkanlarını da karakterlerini, öyküsünü zenginleştirecek şekilde emrine amade ediyor. Bu durumda ‘Amelie’nin süslü bir paketten çok, iyi hazırlanmış bir paket olduğunu söyleyebiliriz.

İyi hissiyat garanti

Paketin içindekilerin gerçek yaşamla örtüşmediğini ‘kurnazca’ saptayıvermek çok kolay. Seyirciyi lüzumsuz yere ütopik dünyalara özendirmekle suçlanan klasik Hollywood müzikallerinin yerine koymak da. Ancak Jeunet’nin bakış açısında, en beylik tabirle, ‘halkı uyutma’ eylemine uymayan bir şey var. ‘Amelie’nin masal dünyasındaki trajikomik kahramanlara, bir çocuğun safça beceriksizliklerine bakar gibi yaklaşıyor. ‘İkna edici’ konumundan ziyade, bizimle aynı tarafta durarak, filmdeki fanteziler dünyasına gülümsüyor. Zaten Amelie de tam olarak özdeşleşmeye uygun bir karakter değil. Özellikleri seyircinin bizzat sahip olmayı hayal etmekte zorlanacağı kadar tuhaf ve kendine özgü.

Karanlık stüdyolardan çıkarak ilk kez gerçek mekanlara açılan Jeunet’nin ‘Amelie’sindeki naiflik, bugünün katı seyircisinin bile teslim olmak isteyeceği cinsten. Çünkü sinsice kafakola almaya çalışmadan, kartlarını açık oynuyor. Üstelik eli çok iyi. Sabah seansında izleyenlere, bir günlük iyi hissiyat garanti.

Yönetmen: Jean-Pierre Jeunet
Yapım: Fransa, Almanya 2001
Süre: 122 dk.
Oyuncular: Audrey Tautou, Mathieu Kassovitz

(Yeşim Tabak, Radikal, 24 Kasım 2001)

Bu gönderiyi paylaş
  • Share on Facebook
  • Share on Twitter
  • Share on Tumblr
  • Mail üzerinden paylaş

Site içerisinde ara

Son Eklenenler

  • Deniz Durukan – Refik Durbaş İle
  • Ahmed Arif – Basübadelmevt
  • Ahmed Arif – Tutuklu
  • Ahmed Arif – Yurdum Benim Şahdamarım
  • Cemal Süreya – Bir Şair: Ahmed Arif

Site istatistikleri

  • 5
  • 592
  • 466
  • 9.027.749
  • 3.976.456

RSS [Kişisel] Son okuduklarım

  • İşte Böyle Oldu
  • Kör Suikastçı
  • Öbürküler
  • Dünya Bu Kadar
  • Sapiens: a Graphic History, Volume 1 - The Birth of Humankind
  • Kara Yarısı
@ufukluker'i takip et

Etiketler

Halim Şefik Güzelson Can Yücel Cahit Zarifoğlu Nahit Ulvi Akgün A. Hicri İzgören Özge Dirik Nazım Hikmet Sait Faik Abasıyanık Şükrü Erbaş Ece Ayhan Hasan Biber Hasan Hüseyin Korkmazgil Cemal Süreya Ahmet Muhip Dranas Haydar Ergülen Cevdet Kudret Oktay Rifat Celal Sılay Yorgo Seferis Ülkü Tamer E. E. Cummings Goethe Peter Abrahams Yılmaz Güney Metin Demirtaş Kerim Korcan Suat Taşer Oktay Taftalı Fang Vei Teh Yaşar Nabi Nayır Attila İlhan Berin Taşan Veysel Öngören Blas De Otero Ozan Telli Pablo Neruda Metin Altıok Ahmet Oktay Barış Pirhasan Paul Eluard Behçet Necatigil Konstantin Simanov Türkan İldeniz Konstantinos Kavafis Adnan Binyazar Ahmet Necdet Vladimir Mayakovsky Turgay Fişekçi Seyhan Erözçelik Sabahattin Ali Suat Vardal Altay Öktem Mehmet Başaran Bertolt Brecht Zafer Ekin Karabay Özdemir İnce Heinz Kahlau Murathan Mungan Kemal Burkay Akgün Akova Suat Derviş Enver Gökçe Memet Fuat A. Kadir Fethi Giray Federico Garcia Lorca Liana Daskalova Kostas Kleanthis Orhan Murat Arıburnu Kutsiye Bozoklar İlhan Berk Kahraman Altun Adnan Özer Vyaçeslav Ivanov Yılmaz Odabaşı Gülten Akın Özkan Mert İlhami Bekir Tez Tove Ditlevsen Cahit Irgat Nicolae Dragos Yi Men Hasan Basri Alp Melih Cevdet Anday Gülseli İnal Bejan Matur Kemalettin Kamu Ahmet Telli Necati Cumalı Faruk Nafiz Çamlıbel Miguel Hernandez Vedat Türkali Behçet Kemal Çağlar Sandor Forbath Sun Yu-T'ang Yannis Ritsos Conrad Aiken Vecihi Timuroğlu Nikola Vaptsarov Nihat Behram Ahmet Ada Jesus Lopez Pacheco Sennur Sezer Ümit Yaşar Oğuzcan Mehmet Yaşin Louise Gareau Des Bois Cengiz Bektaş Erdal Alova Süleyman Nesip Ahmet Erhan Hilmi Yavuz Süleyman Çobanoğlu Arif Damar Şükran Kurdakul Tevfik El Zeyyad Füruğ Ferruhzad Sandor Petöfi Afşar Timuçin Feyzi Halıcı Ömer Bedrettin Uşaklı Sabri Altınel Ingeborg Bachmann Salah Birsel Bedri Rahmi Eyüboğlu Talip Apaydın Ataol Behramoğlu Günter Kunert Ercüment Behzat Lav Vasko Popa Fazıl Hüsnü Dağlarca Orhan Kemal Dido Sotiriou İbrahim Karaca Sabahattin Kudret Aksal Gabriel Celaya Cahit Sıtkı Tarancı Asaf Halet Çelebi Edip Cansever Kenneth Rexroth Yaşar Miraç Kemal Özer Asım Bezirci Oruç Aruoba Philippe Soupault Orhan Veli Kanık Oğuz Atay Birhan Keskin İsmail Uyaroğlu Rıfat Ilgaz Aziz Nesin Ahmed Arif Eugene Guillevic Bilgin Adalı Refik Durbaş Abdülkadir Budak Louis Macneice Hasan İzzettin Dinamo Cevat Şakir Kabaağaçlı Bekir Yıldız Abdülkadir Bulut Mehmed Kemal Erdal Öz Guy de Maupassant Sinan Kukul Behçet Aysan Müştak Erenus İsmet Özel Ziya Osman Saba Sezai Karakoç Yaşar Kemal Arkadaş Z. Özger Adalet Ağaoğlu Adnan Yücel Neşe Yaşın Jose Marti Turgut Uyar Cahit Külebi Özdemir Asaf Resul Rıza Enis Batur Metin Eloğlu Fakir Baykurt Lale Müldür
by Ufuk Lüker
  • 500px
  • LinkedIn
  • Youtube
Nazım Hikmet – KavakArkadaş Z. Özger – Kalbim
Sayfanın başına dön