• Kişisel
  • Kitaplık
Ufuk Lüker
  • Ana Sayfa
  • Şiir
  • Öykü
  • Müzik
  • Sinema
  • Yazın
  • Görsel
  • Ara
  • Menu Menu
Şiir

Nazım Hikmet – Kuvayı Milliye Destanı 4. Bap

Nurettin Eşfak’ın Bir Mektubu
Ve
Bir Şiiri

Kardeşim,
sana bu mektubu Ankara’da Kuyulu kahvede yazıyorum.
Hep aynı Anadolu havalarını çalıyor gramofon
kocaman bir boru çiçeğine benzeyen ağzıyla,
Dışarda yağmur…
Mektepten istifa ettim.
Cepheye gidiyorum ihtiyat zabitliğiyle.
Çocuklarımıza Türkçe okutmak,
öğretmek, sevdirmek onlara
dünyanın en diri, en taze dillerinden birini,
kendi dillerini,
güzel şey,
büyük şey.
Fakat bu dilin insanları için çakmak çalmak cehpede
daha büyük
daha güzel.

Biliyorum :
iş bölümünden bahsedeceksin.
Fakat, Ankara’da çocuklara ders vermek,
bozkırda ateş hattına girmek
haksız ve hazin
bir iş bölümü.
Öyle günlerde yaşıyoruz ki
ben bir iş yapabildim diyebilmek için :
hep alnının ortasında duyacaksın ölümü.

Bak, tam sana bunları yazarken
asker geçiyor sokaktan ;
yağmurda harap postallarının meşinini ıslatarak
Meclis’in önüne doğru iniyorlar,
İstasyona gidecekler.
Ve türkü söylerken, her nedense her zaman yaptığı gibi,
sesini incelterek marş okuyor genç Türk köylüsü :
‘Ankara’nın taşına bak,
gözlerimin yaşına bak…’

Yüzleri mühim, dalgın ve yorgun.
Tıraşları uzamış biraz.
Elleri büyük ve esmer.
Ela gözlüler, kara gözlüler, mavi gözlüler.

Yine birdenbire Yunus Emre geldi aklıma.
Başka türlü anlıyorum ben Yunus’u :
Bence onda bütün bir devir dile gelmiş Türk köylüsü :
öte dünyaya dair değil,
bu dünyaya dair kaygılarıyla…

Bir şiir yazdım,
garip bir şiir,
‘Türk Köylüsü’ diye.
Bir tuhaf mı oluyor böyle günlerde şiir yazmak?
Her ne hal ise, hoşça kal, gözlerinden öperim.

Kardeşin
Nurettin Eşfak

Türk Köylüsü

Topraktan öğrenip
kitapsız bilendir.
Hoca Nasreddin gibi ağlayan
Bayburtlu Zihni gibi gülendir.
Ferhad’dır
Kerem’dir
ve Keloğlan’dır.
Yol görünür onun garip serine,
analar, babalar umudu keser,
kahbe felek ona eder oyunu.
Çarşambayı sel alır,
bir yar sever
el alır,
kanadı kırılır
çöllerde kalır,
ölmeden mezara koyarlar onu.
O, ‘Yunusu biçaredir
Baştan ayağa yaredir’,
ağu içer su yerine.
Fakat bir kerre bir derd anlayan düşmeyegörsün önlerine
ve bir kerre vakterişip
‘-Gayrık yeter!…’
demesinler.
Bunu bir dediler mi,
‘İsrafil surunu urur,
mahlukat yerinden durur’,
toprağın nabzı başlar
onun nabızlarında atmağa.
Ne kendi nefsini korur,
ne düşmanı kayırır,
‘Dağları yırtıp ayırır,
kayaları kesip yol eyler abıhayat akıtmağa…’

Etiketler: Nazım Hikmet
Bu gönderiyi paylaş
  • Share on Facebook
  • Share on Twitter
  • Share on Tumblr
  • Mail üzerinden paylaş
Beğenebilecekleriniz:
Nazım Hikmet – Davet
Nazım Hikmet – Ne Güzel Şey Hatırlamak Seni
Nazım Hikmet – Güneşi İçenlerin Türküsü
Nazım Hikmet – Gözleri Siyah Kadın
Nazım Hikmet – Yine Memleketim Üzerine Söylenmiştir
Nazım Hikmet – Masalların Masalı

Site içerisinde ara

Son Eklenenler

  • Deniz Durukan – Refik Durbaş İle
  • Ahmed Arif – Basübadelmevt
  • Ahmed Arif – Tutuklu
  • Ahmed Arif – Yurdum Benim Şahdamarım
  • Cemal Süreya – Bir Şair: Ahmed Arif

Site istatistikleri

  • 6
  • 1.421
  • 1.118
  • 8.970.772
  • 3.935.866

RSS [Kişisel] Son okuduklarım

  • Dünya Bu Kadar
  • Sapiens: a Graphic History, Volume 1 - The Birth of Humankind
  • Kara Yarısı
  • Atta
  • Gaip
  • Bangır Bangır Ferdi Çalıyor Evde...
@ufukluker'i takip et

Etiketler

Nikola Vaptsarov Özge Dirik Hasan İzzettin Dinamo Fazıl Hüsnü Dağlarca Gabriel Celaya Ataol Behramoğlu Adnan Özer Edip Cansever Zafer Ekin Karabay Orhan Murat Arıburnu Yorgo Seferis Bertolt Brecht Vedat Türkali Metin Altıok Kostas Kleanthis Orhan Veli Kanık Federico Garcia Lorca Blas De Otero E. E. Cummings Cahit Irgat Cevdet Kudret Metin Demirtaş Sun Yu-T'ang Attila İlhan Afşar Timuçin Behçet Aysan Ziya Osman Saba Barış Pirhasan Turgut Uyar Yi Men Jose Marti Vladimir Mayakovsky Suat Taşer Paul Eluard Oktay Rifat Ahmed Arif Can Yücel Cahit Sıtkı Tarancı Philippe Soupault Murathan Mungan Halim Şefik Güzelson Pablo Neruda Mehmet Yaşin Sabahattin Ali Sabahattin Kudret Aksal Konstantin Simanov Bejan Matur Adalet Ağaoğlu Metin Eloğlu Ahmet Telli Tove Ditlevsen Sandor Forbath Abdülkadir Bulut Ahmet Muhip Dranas Tevfik El Zeyyad Resul Rıza Birhan Keskin Oruç Aruoba Özdemir İnce Sennur Sezer Cahit Külebi Akgün Akova Sabri Altınel Ülkü Tamer Kenneth Rexroth Türkan İldeniz Necati Cumalı A. Kadir Hasan Hüseyin Korkmazgil Sinan Kukul Şükrü Erbaş Heinz Kahlau İlhan Berk Oktay Taftalı Asaf Halet Çelebi Yaşar Kemal Eugene Guillevic Guy de Maupassant Refik Durbaş Ahmet Necdet Altay Öktem Hasan Biber A. Hicri İzgören Miguel Hernandez Goethe Vecihi Timuroğlu Yannis Ritsos Rıfat Ilgaz Behçet Necatigil Fang Vei Teh Özkan Mert Sezai Karakoç Vasko Popa Süleyman Çobanoğlu İbrahim Karaca Nicolae Dragos Conrad Aiken Ercüment Behzat Lav Arif Damar Fethi Giray Yılmaz Odabaşı Bedri Rahmi Eyüboğlu Suat Vardal Melih Cevdet Anday Kutsiye Bozoklar Cahit Zarifoğlu İsmet Özel Müştak Erenus Gülten Akın Kerim Korcan Füruğ Ferruhzad Ümit Yaşar Oğuzcan Erdal Öz Ozan Telli Kemalettin Kamu Veysel Öngören Gülseli İnal Memet Fuat Louis Macneice Sandor Petöfi Talip Apaydın Erdal Alova Ömer Bedrettin Uşaklı Dido Sotiriou Ahmet Erhan Adnan Binyazar Ece Ayhan Mehmet Başaran Cevat Şakir Kabaağaçlı Hasan Basri Alp İsmail Uyaroğlu Cemal Süreya Vyaçeslav Ivanov Feyzi Halıcı Sait Faik Abasıyanık Behçet Kemal Çağlar Peter Abrahams Nihat Behram Yaşar Miraç Abdülkadir Budak Fakir Baykurt Lale Müldür Nahit Ulvi Akgün Louise Gareau Des Bois Arkadaş Z. Özger Kemal Burkay Cengiz Bektaş Yaşar Nabi Nayır Ahmet Ada Süleyman Nesip Mehmed Kemal Salah Birsel Orhan Kemal Turgay Fişekçi Nazım Hikmet Suat Derviş Seyhan Erözçelik Enver Gökçe Aziz Nesin Haydar Ergülen Kahraman Altun Yılmaz Güney Şükran Kurdakul Enis Batur Konstantinos Kavafis Özdemir Asaf Berin Taşan Bilgin Adalı Oğuz Atay Ingeborg Bachmann Neşe Yaşın Ahmet Oktay Kemal Özer İlhami Bekir Tez Asım Bezirci Hilmi Yavuz Faruk Nafiz Çamlıbel Liana Daskalova Bekir Yıldız Jesus Lopez Pacheco Celal Sılay Günter Kunert Adnan Yücel
by Ufuk Lüker
  • 500px
  • LinkedIn
  • Youtube
Nazım Hikmet – Kuvayı Milliye Destanı 3. BapNazım Hikmet – Kuvayı Milliye Destanı 5. Bap
Sayfanın başına dön