Ufuk Lüker
  • Ana Sayfa
  • Şiir
  • Öykü
  • Müzik
  • Sinema
  • Yazın
  • Görsel
  • Kişisel
  • Kitaplık
  • Ara
  • Menu Menu

Turgut Uyar – Terziler Geldiler

in Şiir

Terziler geldiler. Kırılmış büyük şeylere benzeyen şeylerle
daha çok koyu renklere ve daha çok ilişkilere
Bir kenti korkutan ve utandıran şeylerle.
Kumaşlar bulundu ve uyuyan kediler okşandı. Sonra
sonsuz çalgısı sevinçsizliğin.
Çay içmeye gidenler vardı akşamüstü, parklara gidenler de
Duruma uymak kısaltıyordu günlerini artamayan eksilmeyen bir hüzünle…
Yorgun ve solgundular, kumaşları buldular, kenti doldurdular
O çelenk onbin yıllıktı, taşıyıp getirdiler
Ölülerini gömmüşlerdi, kalabalıktılar, tozlarını silkmediler
Bütün caddeler boşaldı, herkes yol verdi,

“Tanrıtanır kadınlar ve cumhuriyetçiler
piyangocular, çiçek satın alanlar,
balıkçılar ağlarını, paraketelerini, ırıplarını, oltalarını
zokalarını, çevirmelerini ve kepçelerini topladılar.
Sigaralarını yere atıp söndürdüler sigara içenler.”

Bir şey vardı ısınmaz kalın kumaşların altında, kesip biçtiler
Patron çıkardılar, karşılaştırdılar,
Katlanılmaz bir uykunun sonunu kesip biçtiler
Şarkılara başladılar ölmüş bir at için
Makaslarını bırakmadılar
Bekleniyorlardı.

“Ey artık ölmüş olan at! -dediler-
Ne güzeldi senin çılgınlığın, ne ulaşılırdı!
Sen açardın,
Otuzüçbin at türünün tek kaynağıydın sen!
Tüylerin karaparlaktı. Koşumların,
-kokulu yağlarla ovulup parlatılan-
nasıl yakışırdı sağrılarına ve göke.

Göke bir ululuk katardı sonsuz biçimin, at!
Toynaklarını liflerle ovardık
Senin karaya boyanırdı koşuşun
Uyandırırdı bütün karaları ve denizleri.
Çılgın kişnemeni duyardık sonsuzun yanıbaşından
Ne güzel gözlerin vardı Kara at!
Binlerce kişi,
-çocuklar, kadınlar, erkekler görkemli yahut
darmadağın giysileriyle herkes
körler ve cüzzamlılar,
bütün kutsal kitaplar kalabalığı,
ermişler, kargışlılar ve günahlılar
gebe kadınlar, vaz edenler
ve dondurmacılar ve at cambazları ve
tecimenler ve kıralcılar ve gemicilerle
Tanrıtanımazlar ve tefeciler ve
yalvaçlar…-
ormanlardan ve kıyılardan ve kıraç yerlerden gelmiş
senin mutlu ovanı doldurup
haykırırlardı.
Büyük sesler içinde sen, geçerdin…”

Terziler geldiler. Bu güneşler odaların dışındaydı artık.
Herkes titrek ve sabırsız, titrek ve sabırsız evlerinde
Gazeteler yazmadı, dükkanlar dönemindeydik
Yüzlerce odalarda yüzlerce terziler, pencerelerini kapadılar
Parmakları uzun, kurusolgun yüzleri sararmış, eskimiş durmaktan
Yitik saat köstekleri, titrek ve sabırsız yorgun bacakları
Her şeylerine yön veren durmuşluğa olur dediler
Beğenip gülümsediler.

“Ey artık ölmüş olan at! -dediler-
Senin eyerin ne güzeldi.
Dişi keçi derisinden, ofir altınıyla süslü
Nasıl yaraşırdı belinin soylu çukurluğuna
Seninle öteleri ansırdık.
Öteler, baklanın ve pancarın duyarlığı
Kedinin varlığı erişilmez kişilik
Güneşli bir damda
İçimizden gemiler kaldırırdın,
Suyunu büyük şölenlerle tazelerdik
Bayramımızdın. Kuburlukların
bütün kişniş ve badem doluydu.
Şimdi dar dünya
Ölümün büyük hızı kesildi.”

Terziler geldiler. Ateş ve kan getirmediler.
Hüzünleri kan ve ateşti ama. Uğultulu bir şey
Ekspresler garlarda kaldı, ilaçlar çıldırdılar
Kenti bir baştan bir başa dolaştım, tıs yok
Bütün odalara dağıldılar. Sürahiler tozlu, pabuçlar kurumuş
yerlerde kırpıntılar,

“oyulmuş yakalar, kolevlerinden arta kalanlar
vatka pamukları, verevine şeritler, kopçalar,
düğmeler, ilikler
iplik döjküntüleri, kumaş parçaları,
karanlık akşamüstleri ve sabahlar,
dükkan tabelaları, kartvizitler…”

kasıklarına kadar çıkmış, en ufak bir ölüm bile yok.
Tarafsız bir aşk çağlıyordu onların solgunluğunda
Mutfaklarını kilitlediler, büyük atsı giysiler kestiler,

“Ey artık ölmüş olan at! -dediler-
Koşuşun büyütürdü dünyayı senin!
Sen nasıl da koşardın.
Biz güneyde yatardık, sen koşardın
Hangi at güzelse ondan da güzeldin
Kuyruğun parlak savruluşuyla bölerdi
bir karaya göğü
ve yüceltirdi, ince bezekli kuskununu.
Gemin güzel sesler çıkarırdı güzel
ağzında,
herkesi sevinçle haykırtan.
Başın yaraşırdı düşüncemize ve
gözlerine saygıyla bakardık…”

Terziler geldiler. Durgunluktu o dökük saçık giyindikleri
Yarım kalmışlardı. Tamamlanmadılar. Toplu odalarını sevdiler.
Ölümü hüzünle geçmişlerdi, ateşe tapardılar.
Kent eşiklerindeydi, ağlayışını duydular
Kestiler, biçtiler, dikmediler ve gitmediler,
iğnelerine iplik geçirip beklediler;

“Ey artık ölmüş olan at! -dediler-
En güzeli oydu işte, yüzünün
savaşla ilişkisi.
Boydanboya bir karşıkoyma, denge
ve istekli bir azalma. Onu bilirdik.
O ağaç senin kanınla beslenirdi,
hepimizi besleyen.
Bir ülkeyi yeniden yaratırdı şaşkınlığımız
senin karşında,
alışveriniş, alfabenin, iplik döküntülerinin ve
her şeyi düzeltmeye kalkışmanın yok ettiği…”

Etiketler: Turgut Uyar
Bu gönderiyi paylaş
  • Share on Facebook
  • Share on Twitter
  • Share on Tumblr
  • Mail üzerinden paylaş
Beğenebilecekleriniz:
Turgut Uyar – Gecenin Şarkısı
Turgut Uyar – Söylenir
Turgut Uyar – Acıyor
Turgut Uyar – Aşk İçin
Turgut Uyar – Garip Anadolumun Dağları
Turgut Uyar – Çok Üşümek
Turgut Uyar – Açlık Çoğunluktadır
Turgut Uyar – Turnam, Bir Ay Doğar Pasın’dan…

Site içerisinde ara

@ufukluker'i takip et

RSS Son okuduklarım

  • Çeviri Hikâyeler (Masallar, Hikâyeler 2)
  • Bay Düdük
  • Dipten Gelen Dalga — 2. Cilt
  • Dipten Gelen Dalga — 1. Cilt
  • The Complete Grimm's Fairy Tales
  • George Dandin veya Bir Koca Nasıl Rezil Edilir?

Site istatistikleri

  • 1
  • 120
  • 93
  • 7.838.975
  • 3.144.625

Etiketler

Ingeborg Bachmann Attila İlhan Mehmet Yaşin Oktay Rifat Ataol Behramoğlu Gülten Akın Özkan Mert Suat Taşer İlhami Bekir Tez Bedri Rahmi Eyüboğlu Federico Garcia Lorca İbrahim Karaca Neşe Yaşın Konstantinos Kavafis Turgut Uyar Sinan Kukul Pablo Neruda Refik Durbaş Fang Vei Teh Behçet Aysan Yannis Ritsos Kemal Burkay Liana Daskalova Adnan Yücel Celal Sılay Vedat Türkali Cengiz Bektaş Gülseli İnal Bejan Matur Nicolae Dragos Süleyman Nesip Müştak Erenus A. Hicri İzgören Sabahattin Ali İsmet Özel Dido Sotiriou Şükrü Erbaş Ozan Telli Hasan Basri Alp Tevfik El Zeyyad Fethi Giray Barış Pirhasan Ziya Osman Saba Louise Gareau Des Bois Günter Kunert Yi Men Sun Yu-T'ang Fakir Baykurt Mehmet Başaran Behçet Necatigil Haydar Ergülen Cahit Irgat Hasan Biber Ümit Yaşar Oğuzcan Faruk Nafiz Çamlıbel Kerim Korcan Özge Dirik Behçet Kemal Çağlar İsmail Uyaroğlu Ahmet Erhan Gabriel Celaya Oğuz Atay İlhan Berk Oruç Aruoba Yorgo Seferis Conrad Aiken Arkadaş Z. Özger Peter Abrahams Bekir Yıldız Berin Taşan Tove Ditlevsen Metin Altıok Süleyman Çobanoğlu Birhan Keskin Nihat Behram Ahmet Ada Şükran Kurdakul E. E. Cummings Abdülkadir Budak Kutsiye Bozoklar Afşar Timuçin Can Yücel Vasko Popa Salah Birsel Melih Cevdet Anday Resul Rıza Orhan Kemal Erdal Alova Ömer Bedrettin Uşaklı Seyhan Erözçelik Ahmet Necdet Orhan Murat Arıburnu Zafer Ekin Karabay Heinz Kahlau Sait Faik Abasıyanık Türkan İldeniz Arif Damar Hasan İzzettin Dinamo Lale Müldür Adalet Ağaoğlu Vyaçeslav Ivanov Sandor Forbath Bertolt Brecht Konstantin Simanov Sabri Altınel Yılmaz Odabaşı Sennur Sezer Louis Macneice Blas De Otero Edip Cansever Kemalettin Kamu Kostas Kleanthis Aziz Nesin Necati Cumalı Yaşar Kemal Suat Vardal Talip Apaydın Abdülkadir Bulut Jose Marti Sabahattin Kudret Aksal Adnan Özer Sandor Petöfi Yılmaz Güney Yaşar Miraç Cemal Süreya Enver Gökçe Jesus Lopez Pacheco Mehmed Kemal Metin Demirtaş Fazıl Hüsnü Dağlarca Yaşar Nabi Nayır Cevat Şakir Kabaağaçlı Suat Derviş Cahit Külebi Hilmi Yavuz Memet Fuat Sezai Karakoç Asaf Halet Çelebi Feyzi Halıcı Ahmet Telli Ece Ayhan Bilgin Adalı Özdemir İnce Füruğ Ferruhzad Enis Batur Özdemir Asaf Halim Şefik Güzelson Kahraman Altun Ülkü Tamer Miguel Hernandez Metin Eloğlu Rıfat Ilgaz Paul Eluard Eugene Guillevic Kemal Özer A. Kadir Orhan Veli Kanık Cevdet Kudret Cahit Zarifoğlu Goethe Ercüment Behzat Lav Oktay Taftalı Vecihi Timuroğlu Hasan Hüseyin Korkmazgil Cahit Sıtkı Tarancı Altay Öktem Akgün Akova Nazım Hikmet Asım Bezirci Nikola Vaptsarov Philippe Soupault Ahmet Muhip Dranas Kenneth Rexroth Vladimir Mayakovsky Erdal Öz Nahit Ulvi Akgün Ahmed Arif Ahmet Oktay Murathan Mungan Turgay Fişekçi
by Ufuk Lüker
  • 500px
  • LinkedIn
  • Youtube
Turgut Uyar – Yavaşça Oluyor EllerimeEdip Cansever – Medüza
Sayfanın başına dön