• Kişisel
  • Kitaplık
Ufuk Lüker
  • Ana Sayfa
  • Şiir
  • Öykü
  • Müzik
  • Sinema
  • Yazın
  • Görsel
  • Ara
  • Menu Menu
Şiir

Edip Cansever – Ester’in Söyledikleri

KENDİME

Kimseye karıştım mı? hiç karışmadım
Bu ki bana tuhaf sayılmadı
Gözleyip sordum mu hiç? hayır sormadım
Bu ki bana yalan sayılmadı
Acımak işim miydi? hayır
Bir evden olmak kötü müydü? hayır
Zamana zamanla bakmak ne idi ki
Baktım
Tarlayı tarlayla ölçtüm
Meyvayı meyvayla ölçtüm
Denizi denizle ölçtüm
Göğü gökle ölçtüm
Zaten insanı insanla ölçtüm ki
Buruk bir tat mı duydum
Ve duydum
Her şey ki bir yorumdu, sonuç değildi
Sonuç ki zaten yoktu

Sen ki kim
Beni bütün bütün bırakma.

İSTEK

Çünkü ağzım öyle istedi
Dudaklarım öyle istedi
Ve göğsüm ve avucumun çukuru
Ve arkam ve önüm ve boynum
Öyle istedi

Çıplaklığımla övünürüm
Dişiliğimle övünürüm
Benim olan her şeyi kullanırım
Kullanmak ayıp mıdır? değildir
Ayıp olan ki nedir?
Ben bunları bir güzellik bilirim
Yüreğimin gözlerini kapatma
O ben ki her şeye daha iyi -bakayım
Bir evdeki dört kişiden biriyim
Kendimi onlardan istedim mi? istemedim
Sözlerine uydum mu? hayır uymadım
Ve bana demediler ve zaten demediler
Herkes suyuna daldı
Levyatanı olta ile çekebilir misin
Herkes suyuna daldı

Yüreğim pekişiktir.

KAN YARGISI

Akşamı karşıma aldım
Cemile karşımdaydı
Cemal’i karşıma aldım
Seniha karşımdaydı
Güzel otlar yaktım onlara
Zeytin çıkardım
Sürahiyle içki çıkardım
Seniha’nın gözlerinde pek çoktur
Kan yargısı çıkardım
Bugün akşama ‘kadar
Her şey bana iyi oldu
Çünkü durgun günler bana çoktur
Dışarı çıktım, dolaştım
Gün gündür kendimle söyleştim biraz
Bir lavtaya girdim, boşaldım
Eve döndüm, o ne ki bana çoktur

Sütten kesilmiş çocuk mudur ki canım
Canımı yatıştırdım, susturdum.

GÖZ SUYUMDA

Yüreğimi genişlettiğim zaman
Cemile bana sığsın
Ben onun göklerinden biraz fazlayım
O bana sığsın
Yalnızlık ondan gitsin, kötü mü dedim
Gitmezse ne yapsın, kötü mü dedim
Ben neyin nesiyim ki ve herkes neyin nesi
Alışamıyorsak birbirimize
Sevemiyorsak birbirimizi
Demem ki bir ben mi kaldım
Kurtuluş’ta üç kış ne demek
Birinde portakallar dondu
Birinde ipler dondu pencereden pencereye
Birinde yaşam dondu ve soldu
Seniha’yı koydular ol solgunluğa
O istedi ve oldu
Her otelden bir mektup
Dünyada sanki çok şemsiye bozuldu

Gittim ki yetişemedim
Döndüm ki yetişemedim
Her otel bir oteli bir gül gibi doğurdu
Canım ağrıdı gün gün

Küçüldü küçüldü küçüldü
Göz suyumda bütün oteller.

AKMAYI DUYDUM

Ben ben idim, onlar oydular
Karanlık indi bize sığındı
Yılları çok çağlar gibiyiz
Günleri çok yıllar gibiyiz
Uzun sessiz bir ağlamak gibiyiz
Geyik akar suları özleyince
Akmamız yok, çekilmiş nehirler gibiyiz

Yelin sürdüğü yaprağı mı iteceğim
Kötülük nedir, var mıydı bilenimiz
İyilik nedir, var mıydı bilenimiz
Ana karnında sütten
Bembeyaz örülmüşüz de
Derim ki ‘demek istemem’ vahşetin imleriyiz

Ben ben idim, onlar oydular
Geçip de geri dönmeyen bir yeliz
İnsan akar insanı özleyince
Yılları çok bir gün gibiyiz

Akmadık.

O BiLE

Benim sözüme göre
Gözün bildiğini el bilmez
Elin bildiğini ağız bilmez
Sözüme göre utanırım
Yüreğim utanmak bilmez

Hey şimdi ne oldular. Seniha
Çelişkili yaşamına kovuldu
Herkes ki biraz kovuldu
Büyüdükçe yaşlanıyorsa çocukluk
Cemal ne oldu

Bildiğimiz tek şey yalnızlık
O bile şimdi ne oldu
Hey şimdi ne oldular. Cemile
Anısız dünyasında anılarla boğuldu

Kaldıysa bir o kaldı
İçimizde bir vahşeti uyandırma .korkusu.

DÜŞÜŞ

Cüce bir icadınla kambur bir kadın
Günü söylendiler bir park kanepesinde
Ve artık gitmediler, çünkü hiç gitmediler
Ayaklarının altına düşüp
Orada gizlendiler

Seniha’yla Cemile
Dünyalarının altına düştüler
Günlerinin kışları
Karlarıyla örttü onları

Sen bunu söyledin ya
Kendin için bilme.

DURUŞ

Ki bazı sözlerin anlamı
O sözlerin söylenişindedir

Yılların sayısına girmediyse Seniha
Nereden zaman almıştır

Ki bazı durumlara söz yoktur
Hem neden olsun
Her durumun dili daha başka durumlardır

Ben bu derinliği bu kadar
Nerden bulayım
Ki herkes nerden bulsun
Bulmanın dili aramaktır.

DOĞUŞ

İnsan ki yok ise yoktur
Kimdir bu Hilmi Bey ki, yoktur
Bu böyle değilse benim sözüm hiçe insin

İleri gidiyor Cemile, o orada yok
Arkaya gidiyor, onu sezemiyor
Sola yönleniyor, onu seçemiyor
Sağda gizleniyorsa, onu göremiyor

Öyleyse yığınla mektup
Ne durur bir çekmecede

O ki bir gün bunu bana söyledi:
Olana değil de olmayana yazmak
Çünkü beni süsledi

Ey benim ıslak yalnızlığım
Umudum senden doğsun.

UMUŞ

Bütün iyi kitapların sonunda
Bütün gündüzlerin, bütün gecelerin sonunda
Meltemi senden esen
Soluğu sende olan
Yeni bir başlangıç vardır

Parmağını sürsen elmaya, rengini anlarsın
Gözünle görsen elmayı, sesini duyarsın
Onu işitsen, yuvarlağı sende kalır
Her başlangıçta yeni bir anlam vardır.

Nedensiz bir çocuk ağlaması bile
Çok sonraki bir gülüşün başlangıcıdır.

İKİLEMLER

Bu gözyaşları benim mi
Camdaki yağmur taneleri mi yoksa?

Acıyla sevinç de
Birbiriyle içiçe mi
Terketmeden biri ötekini?

Mutsuzluk mutluluğu örerken
Masmavi bir boyun atkısı gibi?

Bunları ben mi söyledim
Ester mi, o mu söyledi?

Sesi yok kendisi var
Gözleri yok kendisi var
Cemal’siz Cemile’siz
Seniha bir otelde
Ya ölü ya kimsesiz.

ÖZLEYİŞ

Gülüşümü ıslattım ‘kar yağdı bütün gün’
Daha yağsın
Kar yağsın bütün otellerin üstüne
Üstüne üstüne bütün otellerin
Kar yağsın
Lacivert gözlerine Seniha’nın

Hiç bitmesin, yağsın
Karla dolsun göğsünün katedrali
Avluya düşen org uyansın

Özlemim sanadır, varsın
Kar yağsın, daha yağsın
Seni andırıncaya kadar.

SAPLANTI

Sözlerim kendim üstüne
Gölgem beni istedi
O ki istedi
Suyum beni istedi
O ki istedi
Cemile beni istedi
Ne oldu? hiç! alışamadım
Kartalın bir kayaya çarpışı idi

Soyundum, giyindim, tekrar soyundum
Arada olacağın düşünü kurdum
Zevk duydum bundan
Cemile anlamadı, Cemal hiç anlamadı
Seniha görmedi ki
Ve göstermedim

Sözlerim kendim üstüne
Bir uzak yerlere gitmek üstüne
Sanki günler tek bir güne birikti
Bense çıkmazda kaldım, usandım
Çıkmazlarda üstüste
Birikmiş ufuklar kadar derindim

Ve dedim: elbette deneyeceğim.

GİDEMEYİŞ

Güz ve kış ve ilkbahar geçti
Yaz çarçabuk geçti
Hepsi tekrar tekrar geçtiler
Bu bana uzun geldi

Gecem avurtlarım gibi çöktü
Ve çöktüm
Sabahım, sabahlarım
Kabından taşan sütler gibi büyüdü
Ve taştım
Gün güne taşındı, yıl yıla
Gitmedim, gidemedim

Ki dedim
Bana söz vermeliydi biri
Sesi uzaklardan gelen
Görünmez yıllarla ilgili.

BİLİŞ

Ve hemen gidemedim
Ve artık gidemedim
Ve sonra hiç gidemedim
Kurtuluş’ta, son durakta bir tramvay ölüsü
Sanki ben
Öylece kalakaldım

Hepimiz kalakaldık
Elimizde tetiği çekilemeyen
Namlusu yönsüz bir tabanca gibi.

YENİLİŞ

Açılmamış bir şarap şişesiydim
Ki öyle kaldım
Acımı köpürtmedim
İçime sağdım
Gözyaşlanmı göstermedim
Ki sildim
Özgürlüğüm beni tutsak düşürdü
Başaramadım

İçimde kara kara bulutlar sallandı
Ki sallandılar
Dışarı yağamadım

Ve yenildim ve sustum.

BİTMEYEN

Ve ağzım ağzını öptü ise
Çünkü için sözle doludur
Elim eline değdi ise
Çünkü elin yaratılmış işler doğurur
Gözlerine baktım ise
Ki bakmışımdır
Onlar bir denizi sezme derinliğindedir
Ve saçlarına
Ve boynuna
Ve omuzlarına
Baktım ise
Ki bakmışımdır
Onlar bir kuşun uçuşunu
Sezme derinliğindedir

Ey sözlerim benim
Onlar ki bana her zaman
Bir diriliş verenedir

Meselim bitmeyendedir.

DÜŞ

Gökte, gökkuşağının üstünde
Yedi renkli Musa’lar
Yedi lambalı, yedi güvercinli Muhassen’den
Yedi renkli sesler üflüyorlar aşağıya
Aşağıda
Seniha
Bir elinde sigarası
Oturmuş kıpkırmızı bir bahçe koltuğuna
Önünde
Masa masa masa -çok değil, hepsi bir masa-
Mermer bir masa
Gümüş bir masa
Zümrüt bir masa
Seniha birasını içiyor -bir eli de birasında-
Sonsuz bir bira
Sessiz bir bira
Cam akışlı bir bira
Saçlarında başaklar, tavus tüyleri
Gözleri
Gözleri ses veriyor
Seng-i laciverdi gözleri
Son yudumunu da alıyor birasından
Yere dökülüyor ipek şalı
Yere sızıyor
Yeri alıyor
Birlikte götürüyor yeri
Katlar gibi bir halıyı durmadan
Parmaklarından altın bir anahtarlık sarkıyor
Ve anahtarlar anahtarlar
-Çok değil, hepsi hepsi bir anahtar-
Fildişi bir tahtırevana biniyor
Kaldırıyoruz onu dört kişi
Ben, Cemile ve Cemal
Bir de sonsuzluk
Tutuyoruz havada bir süre onu
O gülümsüyor bize durmadan
Ve kalabalığa
Yaldızlar dökülüyor dudaklarından
Lambalar, güvercinler dökülüyor
Çiçekli laledanlar, çeşmibülbüller
Kristal boy aynaları
Ve gelin telleri, pırlantalı taçlar

Sedef kakmalı bir tramvay geçiyor yakınımızdan
İnce bir org sesini sürükleyerek
Benekli bir örtü çekiyor üstüne dünya

Hepimiz kayboluyoruz.

UYANIŞ

Uyanıyorum uyanıyorum
Dört duvar
Evet, dört duvar
Peki duvarın arkasında ne var

– Duvarın arkasında ne var
– Bir çocuk, bir çocuk daha, çocuklar..
– Duvarın arkasında ne var
– Bir kaçlın, katolik, yas giysilerini çıkarmış
– Duvarın arkasında ne var
– Yaşlı bir adam, dinleniyor güneşte
– Duvarın arkasında ne var
– Bir gemi, yolcu gemisi, ışıklar içinde
– Duvarın arkasında..
– Bir çim makası, bir havuz
– Duvarın arkasında, duvarın..
– Bir piyano, büyük çok, bir de viyola
– Duvarın arkasında ne var
– Avdan dönüyor balıkçılar, balığın ‘deniz içi’ renginde
– Duvarın arkasında ne var
– Ne olsun, bir lunapark, kartopu kadar o da
– Duvarın arkasında..
– Çünkü, işte, şimdi, sonra…
– Duvarın arkasında, duvarın..
– Beyaz beyazlık
– Duvarın arkasında ne var
– Bir şarkı, anlamlı çok
– Duvann arkasında ne var
– Bir melek, üç kanatlı
– Duvann arkasında..
Ne olsun duvarın arkasında
Yıkanmış, arınmış bir gök Köpük köpük bir dünya
Dört duvar? Evet, dört duvar.

BİTİŞ

Ester’in söyledikleridir
Yalnızlığına korku vurma

Ester’in söyledikleridir
Ve gelsin ve geçsin bütün sözlerim
Gelsin ve geçsin

Ester’in söyledikleridir
İnsanların içinden
Kendim olup taşayım

Ester’in söyledikleridir
İnsanlara uzaklık vurma
Ama herkes ki kendisi olsun
Sonra herkes kendisi olsun
Bir gün herkes kendisi olsun

Ester’in söyledikleridir
Dünyada bakınıp durma
Bütün ol ve ayn tut ‘ki kendini
Zaten öyledir
Çünkü öyledir.

Etiketler: Edip Cansever
Bu gönderiyi paylaş
  • Share on Facebook
  • Share on Twitter
  • Share on Tumblr
  • Mail üzerinden paylaş
Beğenebilecekleriniz:
Edip Cansever – İnfilak
Edip Cansever – Manastırlı Hilmi Bey’e Üçüncü Mektup
Edip Cansever – Ey
Edip Cansever – Medüza
Edip Cansever – Beyaz Atlar Surlara
Edip Cansever – Bakır Heykel

Site içerisinde ara

Son Eklenenler

  • Deniz Durukan – Refik Durbaş İle
  • Ahmed Arif – Basübadelmevt
  • Ahmed Arif – Tutuklu
  • Ahmed Arif – Yurdum Benim Şahdamarım
  • Cemal Süreya – Bir Şair: Ahmed Arif

Site istatistikleri

  • 2
  • 121
  • 105
  • 8.972.027
  • 3.936.796

RSS [Kişisel] Son okuduklarım

  • Dünya Bu Kadar
  • Sapiens: a Graphic History, Volume 1 - The Birth of Humankind
  • Kara Yarısı
  • Atta
  • Gaip
  • Bangır Bangır Ferdi Çalıyor Evde...
@ufukluker'i takip et

Etiketler

Orhan Kemal Memet Fuat Vecihi Timuroğlu Turgay Fişekçi Mehmet Başaran Adalet Ağaoğlu Ülkü Tamer Gülseli İnal Kemalettin Kamu Abdülkadir Budak Sennur Sezer Birhan Keskin Celal Sılay Sezai Karakoç Miguel Hernandez Gabriel Celaya Sabahattin Kudret Aksal Abdülkadir Bulut Kenneth Rexroth Oktay Rifat Cahit Zarifoğlu Arif Damar Refik Durbaş Vyaçeslav Ivanov Asaf Halet Çelebi Oruç Aruoba Murathan Mungan Halim Şefik Güzelson Ingeborg Bachmann Cahit Külebi E. E. Cummings Yannis Ritsos Yılmaz Odabaşı Nicolae Dragos Pablo Neruda Fazıl Hüsnü Dağlarca Louis Macneice Asım Bezirci Suat Derviş Kahraman Altun Enver Gökçe Süleyman Çobanoğlu Bejan Matur Guy de Maupassant Kemal Burkay Attila İlhan Aziz Nesin Altay Öktem Yaşar Nabi Nayır Necati Cumalı Konstantin Simanov Philippe Soupault Behçet Aysan Ercüment Behzat Lav Türkan İldeniz Bekir Yıldız Ahmet Oktay Sun Yu-T'ang Eugene Guillevic Rıfat Ilgaz Haydar Ergülen Arkadaş Z. Özger Fethi Giray Nahit Ulvi Akgün İbrahim Karaca Özge Dirik Talip Apaydın Sandor Petöfi Sabri Altınel Gülten Akın Jesus Lopez Pacheco Feyzi Halıcı Bilgin Adalı Enis Batur Yorgo Seferis Edip Cansever Peter Abrahams Günter Kunert Kerim Korcan Fakir Baykurt Dido Sotiriou Ömer Bedrettin Uşaklı İlhami Bekir Tez Ahmed Arif Oktay Taftalı Hilmi Yavuz Cemal Süreya Özdemir İnce Ahmet Ada Yılmaz Güney Ziya Osman Saba Behçet Kemal Çağlar Kemal Özer Goethe Berin Taşan Sandor Forbath Konstantinos Kavafis Can Yücel Yi Men Vasko Popa Hasan Hüseyin Korkmazgil Lale Müldür Füruğ Ferruhzad Metin Eloğlu Nihat Behram İlhan Berk Barış Pirhasan Suat Vardal Nazım Hikmet Erdal Alova Faruk Nafiz Çamlıbel Oğuz Atay Cevat Şakir Kabaağaçlı Orhan Veli Kanık Ozan Telli Turgut Uyar Adnan Özer Cahit Irgat İsmet Özel Louise Gareau Des Bois Yaşar Kemal Tevfik El Zeyyad Ahmet Erhan Salah Birsel Metin Demirtaş Vedat Türkali Hasan İzzettin Dinamo Cahit Sıtkı Tarancı Mehmed Kemal Neşe Yaşın Cengiz Bektaş Behçet Necatigil Afşar Timuçin Bertolt Brecht Akgün Akova Ahmet Telli A. Kadir Mehmet Yaşin Ece Ayhan Heinz Kahlau Şükran Kurdakul Zafer Ekin Karabay Süleyman Nesip Ahmet Muhip Dranas Erdal Öz Sait Faik Abasıyanık Bedri Rahmi Eyüboğlu Paul Eluard Orhan Murat Arıburnu Veysel Öngören Hasan Basri Alp Metin Altıok Ahmet Necdet Yaşar Miraç Federico Garcia Lorca Sabahattin Ali Müştak Erenus A. Hicri İzgören Ümit Yaşar Oğuzcan Özkan Mert Özdemir Asaf Vladimir Mayakovsky Tove Ditlevsen Nikola Vaptsarov Kostas Kleanthis Adnan Yücel Suat Taşer İsmail Uyaroğlu Sinan Kukul Şükrü Erbaş Seyhan Erözçelik Adnan Binyazar Resul Rıza Ataol Behramoğlu Fang Vei Teh Conrad Aiken Melih Cevdet Anday Hasan Biber Kutsiye Bozoklar Cevdet Kudret Jose Marti Blas De Otero Liana Daskalova
by Ufuk Lüker
  • 500px
  • LinkedIn
  • Youtube
Zafer Ekin Karabay – Nisan TezleriMetin Altıok – Kanadı Kırık Bir Akşam
Sayfanın başına dön