• Kişisel
  • Kitaplık
Ufuk Lüker
  • Ana Sayfa
  • Şiir
  • Öykü
  • Müzik
  • Sinema
  • Yazın
  • Görsel
  • Ara
  • Menu Menu
Sinema

Fehér Isten (Beyaz Tanrı)

Kornél Mundruczó’nun Macaristan’da artan ırkçılık olaylarından kaygılandığı için çektiğini söylediği Beyaz Tanrı (Fehér Isten) seyirciyi insanlardan çok köpeklerle özdeşleştirmeyi başaran bir ‘tür kokteyli’.

Cannes’ın en cüretkâr filmlerini kapsayan Belirli Bir Bakış bölümünde En İyi Film ödülünü kazanan Beyaz Tanrı’nın alabileceği en manidar ödüle layık görüldüğünü söyleyebiliriz. Annesi kısa bir süreliğine yurtdışına çıkınca köpeği Hagen ile beraber babasının yanına taşınmak zorunda kalan Lili’nin öyküsüymüş gibi başlayan film, köpeğin sokağa bırakılmasıyla beraber zincirlerinden boşanıyor. Bir orkestrada saksafon çalan Lili’nin ergenlik sancılarıyla, bir başına kalan “iyi aile köpeği” Hagen’ın sokağın acımasızlığıyla yüzleşmesi birbirine paralel bir şekilde kurgulanıyor. Lili’nin öyküsü bir büyüme hikâyesine evrilirken, Hagen’ınki de bir melodram olarak başlayıp bir aksiyon filmine ve en sonunda Tarantinovari bir intikam öyküsünün işlendiği bir gerilime dönüşüyor. Yönetmen bütün bu türleri bir arada tutarlı bir şekilde kullanmayı başarırken anlatısının içine Fareli Köyün Kavalcısı masalını hatırlatacak öğeler de yerleştiriyor. Ve bu ‘tür kokteyli’ni daha da ileri götürerek filmini son düzlükte adeta bir distopyaya çeviriyor.

Filmin bu karmaşıkmış gibi görünen ama şaşırtıcı bir şekilde her şeyi bir arada tutan melez yapısının iki farklı düzeyde anlam kazandığını belirtmek gerek. Birincisi; filmin duygu dünyasının inişli çıkışlı bir hal almasını sağlayan bu yapının, müzik hocasından babasına kadar hayatındaki bütün otorite figürlerine başkaldıran Lili’nin gel gitli ruh halini yansıtan bir öğe olarak işlevselleşmesi. İkincisi için ise öncelikle Hagen karakterinin öyküdeki işlevine bakmak gerek. Sokak köpeklerinin vahşi habitatında hayat mücadelesi verirken bir köpek dövüşü simsarı tarafından kaçırılıp acımasız bir eğitimden geçirilen, işkence gören ve bunun üzerine bir isyan örgütleyen Hagen’ı etnik kökeni, cinsel yönelimi ya da ten rengi nedeniyle baskı altına alınan herkesin metaforu olarak görmek mümkün. Filmin melez yapısını düşününce, Hagen’ın film boyunca melez bir köpek olduğunun vurgulanması ve bu yüzden aşağılanması da oldukça manidar bir hal alıyor. Hagen ve Lili’nin tektipleştirici ve gaddar otorite figürlerine karşı isyanları tektip olmayan, birçok farklı rengi ve duyguyu barındıran bir estetik anlayışla resmediliyor.

Bir isyan filmi olarak özetlenebilecek olan Beyaz Tanrı’nın güçlü yönlerinden bir diğeri ise seyirciyi insanlardan çok köpeklerle özdeşleştirmeyi başarabilmesi. Ölü bir dananın bir soğuk hava deposunda parçalanmasını tüm detaylarıyla göstererek başlayan film öykünün ilerleyen bölümlerinde karşımıza çıkacak olan insan kaynaklı şiddeti de aynalamış oluyor. Kasaplara satılmak üzere depolarda saklanan hayvan bedenlerini tüketilecek şeyler değil, birer ceset olarak gösteren Beyaz Tanrı oldukça sıradan olabilecek bir mizanseni tekinsiz bir hale getiriyor. İlerleyen bölümlerinde Hagen’ın bakış açısından çekilmiş sahneler de filmin insan karakterlere karşı mesafe almasına yardımcı oluyor.

Macaristan’da artan ırkçılık olaylarından kaygılandığı için böyle bir film çekmek istediğini söyleyen yönetmen Kornél Mundruczó metaforları ve göndermeleri fazlasıyla bariz olan bir filme imza atmış. Anlatıdaki bu açıklık, kesinlikle yüzeysellikle sonuçlanmıyor. Tam aksine, izleyicinin bakış açısını eğip bükebilmesini sağlayarak Beyaz Tanrı’yı ilgi çekici bir seyirlik haline çeviriyor. Fakat filmin son bölümünün, cesur estetiğinin yarattığı etkiyi düşürdüğü söylenebilir. Avusturyalı romantik şair Rainer Maria Rilke’in “bizi ürküten her şey sevgimize muhtaçtır” sözüyle başlayan film, arızalı düzeni sadece ‘sevgi’yle tamir etmeye çalışan bir naifliğe sahip. Her ne kadar Beyaz Tanrı söylemsel boyutta zayıf kalsa da, filmin sinema duygusu her sinemaseverin kalbini çalacak kadar güçlü.

(Ali Deniz Şensöz, Altyazı)

Bu gönderiyi paylaş
  • Share on Facebook
  • Share on Twitter
  • Share on Tumblr
  • Mail üzerinden paylaş

Site içerisinde ara

Son Eklenenler

  • Deniz Durukan – Refik Durbaş İle
  • Ahmed Arif – Basübadelmevt
  • Ahmed Arif – Tutuklu
  • Ahmed Arif – Yurdum Benim Şahdamarım
  • Cemal Süreya – Bir Şair: Ahmed Arif

Site istatistikleri

  • 0
  • 216
  • 154
  • 8.996.577
  • 3.954.009

RSS [Kişisel] Son okuduklarım

  • Öbürküler
  • Dünya Bu Kadar
  • Sapiens: a Graphic History, Volume 1 - The Birth of Humankind
  • Kara Yarısı
  • Atta
  • Gaip
@ufukluker'i takip et

Etiketler

Vyaçeslav Ivanov Yaşar Nabi Nayır Oğuz Atay Suat Vardal Ömer Bedrettin Uşaklı Yannis Ritsos Heinz Kahlau Sabahattin Kudret Aksal Behçet Aysan Konstantinos Kavafis Fang Vei Teh Ahmed Arif Cahit Zarifoğlu Sandor Petöfi Asaf Halet Çelebi Sandor Forbath Gabriel Celaya Eugene Guillevic Kerim Korcan Oktay Rifat Adnan Yücel Mehmet Başaran Bedri Rahmi Eyüboğlu Kutsiye Bozoklar Melih Cevdet Anday Guy de Maupassant Afşar Timuçin Konstantin Simanov A. Hicri İzgören Kemal Özer Abdülkadir Budak Süleyman Nesip Turgay Fişekçi Adnan Özer Sezai Karakoç Goethe İsmail Uyaroğlu Adalet Ağaoğlu Fethi Giray Şükran Kurdakul Nazım Hikmet Arkadaş Z. Özger Metin Eloğlu Refik Durbaş Özge Dirik İsmet Özel Memet Fuat Celal Sılay Paul Eluard Adnan Binyazar Cahit Irgat Gülseli İnal Fakir Baykurt Feyzi Halıcı Ülkü Tamer Zafer Ekin Karabay Mehmed Kemal Ahmet Necdet Ercüment Behzat Lav Bejan Matur Hasan İzzettin Dinamo Ziya Osman Saba Sait Faik Abasıyanık Yılmaz Güney Peter Abrahams Berin Taşan Sabri Altınel Conrad Aiken Ahmet Telli Murathan Mungan Akgün Akova Sennur Sezer Erdal Öz Jesus Lopez Pacheco Attila İlhan Sinan Kukul Blas De Otero Özdemir İnce Sabahattin Ali Gülten Akın Hasan Hüseyin Korkmazgil Federico Garcia Lorca Birhan Keskin Türkan İldeniz Altay Öktem Suat Taşer Cevdet Kudret Asım Bezirci Nikola Vaptsarov E. E. Cummings Liana Daskalova Yaşar Miraç Füruğ Ferruhzad Ahmet Ada Yi Men Hasan Basri Alp İbrahim Karaca A. Kadir Edip Cansever Necati Cumalı Kostas Kleanthis Enver Gökçe Halim Şefik Güzelson Cemal Süreya Haydar Ergülen Cevat Şakir Kabaağaçlı Louise Gareau Des Bois Nihat Behram Resul Rıza Orhan Murat Arıburnu Turgut Uyar Metin Demirtaş Mehmet Yaşin Cengiz Bektaş Cahit Sıtkı Tarancı Bekir Yıldız Can Yücel Ümit Yaşar Oğuzcan Tevfik El Zeyyad Ahmet Erhan Kahraman Altun Vecihi Timuroğlu Seyhan Erözçelik Metin Altıok Cahit Külebi Philippe Soupault Vasko Popa Nicolae Dragos Yorgo Seferis Vedat Türkali Salah Birsel Yılmaz Odabaşı Şükrü Erbaş Sun Yu-T'ang Yaşar Kemal Erdal Alova Günter Kunert Rıfat Ilgaz Vladimir Mayakovsky Behçet Necatigil Ingeborg Bachmann Dido Sotiriou Bertolt Brecht Lale Müldür Abdülkadir Bulut Müştak Erenus Oktay Taftalı Arif Damar Suat Derviş Behçet Kemal Çağlar Ahmet Oktay Oruç Aruoba Louis Macneice Özdemir Asaf Ahmet Muhip Dranas Ataol Behramoğlu İlhami Bekir Tez Neşe Yaşın Miguel Hernandez Kenneth Rexroth Ece Ayhan Tove Ditlevsen Talip Apaydın Bilgin Adalı Faruk Nafiz Çamlıbel Hasan Biber İlhan Berk Enis Batur Aziz Nesin Jose Marti Ozan Telli Pablo Neruda Orhan Veli Kanık Özkan Mert Barış Pirhasan Nahit Ulvi Akgün Süleyman Çobanoğlu Orhan Kemal Hilmi Yavuz Veysel Öngören Kemalettin Kamu Kemal Burkay Fazıl Hüsnü Dağlarca
by Ufuk Lüker
  • 500px
  • LinkedIn
  • Youtube
Cemal Süreya – Sizin Hiç Babanız Öldü mü?Ginger & Rosa: Devrim Zamanı Büyümek
Sayfanın başına dön