• Kişisel
  • Kitaplık
Ufuk Lüker
  • Ana Sayfa
  • Şiir
  • Öykü
  • Müzik
  • Sinema
  • Yazın
  • Görsel
  • Ara
  • Menu Menu
Sinema

Zatoichi

Çağdaş Japon sinemasının ustalarından Takeshi Kitano imzalı “Zatoichi”, ince ayrıntılarıyla Japon kültürünü resimliyor.

19. Yüzyıl Japonya’sındayız. Zatoichi, kör bir masaj ustası. Aynı zamanda bir gezgin olan kör adamın yolu, günün birinde bir kasabaya düşüyor. Kasabaya hakim olmaya çalışan bir gangster çetesi, ortalığa korku salmış durumda. Halkı haraca kesen bu grup, çok geçmeden karşısında kör masaj ustasını buluyor. Çünkü Zatoichi, her türlü adaletsizliğe karşı, haklıyı ve mazlumu savunan bir kılıç ustası. Bu arada öyküye, hasta olan sevgilisine bakmak için gangster grubuna katılan bir ‘ronin’ (‘sahipsiz samuray’), intikam için yaşayan iki kardeş ve bir kumarbaz adam ile onun yaşlı teyzesi de ekleniyor. Herkes kendi için savaşırken Zatoichi, her şeyi yoluna koymak zorunda olduğunun bilinciyle kendini kanlı bir mücadelenin içinde buluyor.

‘Zatoichi’, adını Japon romancı Kan Shimozawa‘nın romanından almış. 60’lı yıllarda çok popüler olan bu roman, 60’lı yıllardan günümüze beyazperdeye yirmi kez konuk olmuş. Adeta bir Japon Battal Gazi‘si olarak niteleyebileceğimiz orijinal Zatoichi karakteri, yetenekli yönetmen Kitano‘nun ellerinde farklı bir ruh hali ve şekil kazanmış. İronik aksiyon filmi, gücünü kör kılıç ustasının maceralarından ziyade Kitano‘nun filmin fonunda sürekli olarak kullandığı Japon kültürü ve geleneklerinden alıyor. Dans, kukla, müzik ve dövüş sanatları şovu olarak adlandırabileceğimiz Kitano filmi, içerdiği felsefi atmosferle seyri daha da ilginç kılıyor. Zatoichi rolünde bizzat yönetmen/aktörün kendisini izliyoruz.Takeshi Kitano, dengeli ve sakin oyunuyla Zatoichi karakterini, daha önceki örneklerinden çok daha unutulmaz kılıyor. Filmin diğer oyuncuları da aynı Kitano gibi, çok iyi performanslar sergiliyorlar.

Filmde insanı etkileyen en önemli unsurlardan biri de ‘hüzün’. Hüznü en anlaşılır biçimiyle beyazperdeye taşıyan yönetmen, mizahı da unutmamış. Gerçekten güldüren sahneler kullanmış filminde. Kukla tiyatrosu geleneklerinden gelen incelikleri mizansenlere taşımış ve bu, filme epey zenginlik katmış. Müzik ve dans da başköşede tabii. Filmin bütününe yayılmış müzik, senaryoya ayrı bir ritim kazandırıyor. Filmin son bölümünde yer alan dans sahnesi, kanımca klasik film sahneleri arasına girecek kadar önemli ve özenli. En ufak ayrıntısı düşünülerek düzenlenmiş dövüş sahneleri, kanın gövdeyi götürdüğü benzerlerinden oldukça farklı. Olması gereken kadar kan var Kitano‘nun filminde; ne az, ne çok. Estetik açıdan kusursuz dövüş sahneleri seyirciyi rahatsız etmeyecek kadar yerli yerinde. Şiddet ve kana meraklı bir seyirci profili var dünya sinemasında ve tabii ki ülkemizde. Bunlar daha çok Tarantino‘nun işaretlediği filmleri, ucuz kahramanlık yapan, numaracı ve samimiyetten uzak şiddet filmleri çeken yönetmenleri baş tacı edip, kaliteli örneklere fazla prim vermiyorlar. İçerdiği kültürel doku ve ölçülü senaryosuyla Zatoichi‘de bu kitle tarafından sanıyorum ki beğenilmeyecek. Ukala, ‘ben yaptım oldu’ diyen, her şeyi bilen ve işin kötüsü sinemayı popüler kültür ürünlerinden ibaret sanan bu kitle, bence kör masaj ustası Zatoichigibi bir karaktere de fazla sıcak bakmayacak.Kitano ile birlikte değişen Zatoichi değil, bu gezgin kılıç ustasının eski örnekleri yakından ilgilendiriyor onları çünkü.

Takeshi Kitano, senaryosunun satır aralarına eklediği nüanslarla, metni edebi açıdan farklı bir zenginliğe kavuşturmayı başarmış. Topraklarına ait yüzlerce yıla dayanan felsefe ve içselliği çağın gerekleriyle buluşturmuş ve kendi sinemasında çok önemli bir satırbaşı yapmış. İntikam peşinde koşan iki kardeşin trajedisini, aşkı uğruna sorgusuzca yok etmeyi göze almış genç bir adamla birleştirmiş. Kumar tutkusuna gem vuramayan bir komiğin dünyasına girmiş, yalnız bir çiftçi kadının duyarlılığına dokunmuş, suç ve ceza üzerine içi dolu şeyler söylemiş. Fedakarlık, ihtiras, aşk, intikam, pişmanlık, acıma, neşe, hüzün ve yalnızlık gibi kavramlara epey kafa yormuşKitano. Gangster çetesinin perde arkasındaki sır dolu başkanından, meyhane müdavimlerine kadar ince ince tasarlanan karakterlerle zenginleşen senaryo, Zatoichi karakteriyle en üst noktaya ulaşıyor. Fazla değil, gerektiğinde konuşan, dinleyen, bilgili, felsefesi olan, acelesi olmayan ve ne yaptığını bilen bir adam Zatoichi. Bu orta yaşı aşmış kör masaj ustası sadece bilgelikle değil, yüreğiyle de hareket ediyor. Bu onu, salt kahramanlıktan çıkarıp etten kemikten bir insana dönüştüren önemli bir ayrıntı. Zaafları da varZatoichi‘nin elbet. Çünkü o bir insan. Görmekle görmemek arasındaki ayrımın gayet farkında olan sır dolu bir gezgin. Yardımsever bir masaj ustası o.

Filmin bütününe yedirilmiş ve anlatıma katkı sağlayan dans ve müzik şovu, filmin son bölümünde benzersiz bir görsel ve işitsel şölene dönüşüyor. Step dansını andıran ve kuşkusuz Japon folklorundan beslenen gösteri için bile izlenmesi gereken bu özel Kitano filmine kayıtsız kalmayın. 2003 Toronto Film Festivali’nde Halk Ödülü kazanmış film, 2003 Venedik Film Festivali’nde üç, 2004 Japon Film Akademisi’nce de beş dalda ödül kazanmıştı. Bazen etrafınızı ve dünyayı görebilmeniz için gözleriniz yeterli olmaz. Fal taşı gibi açık gözlerle göremeyeceğiniz şeyleri gözleriniz kapalı halde görebilirsiniz.

Yönetmen: Takeshi Kitano
Yapım: Japonya 2003
Süre: 116 dk.
Oyuncular: Takeshi Kitano, Tadanobu Asano, Michiyo Ookusu

(Murat Erşahin, Sinema, 16 Aralık 2004)

Bu gönderiyi paylaş
  • Share on Facebook
  • Share on Twitter
  • Share on Tumblr
  • Mail üzerinden paylaş

Site içerisinde ara

Son Eklenenler

  • Deniz Durukan – Refik Durbaş İle
  • Ahmed Arif – Basübadelmevt
  • Ahmed Arif – Tutuklu
  • Ahmed Arif – Yurdum Benim Şahdamarım
  • Cemal Süreya – Bir Şair: Ahmed Arif

Site istatistikleri

  • 0
  • 136
  • 99
  • 8.980.868
  • 3.943.184

RSS [Kişisel] Son okuduklarım

  • Dünya Bu Kadar
  • Sapiens: a Graphic History, Volume 1 - The Birth of Humankind
  • Kara Yarısı
  • Atta
  • Gaip
  • Bangır Bangır Ferdi Çalıyor Evde...
@ufukluker'i takip et

Etiketler

Heinz Kahlau Cahit Külebi Türkan İldeniz Sinan Kukul Ziya Osman Saba Barış Pirhasan Adnan Binyazar Louis Macneice Bedri Rahmi Eyüboğlu Oktay Rifat Ahmet Muhip Dranas Talip Apaydın Metin Demirtaş Bejan Matur Orhan Murat Arıburnu Ece Ayhan Eugene Guillevic Ahmet Erhan Ercüment Behzat Lav Yaşar Miraç Jose Marti Metin Eloğlu Adalet Ağaoğlu Halim Şefik Güzelson Enis Batur Altay Öktem Sabahattin Ali Bilgin Adalı Şükrü Erbaş Federico Garcia Lorca Blas De Otero Şükran Kurdakul Yaşar Kemal Fethi Giray Refik Durbaş E. E. Cummings Konstantin Simanov Abdülkadir Budak Sennur Sezer Yılmaz Odabaşı Ahmet Telli Celal Sılay Mehmet Yaşin Sait Faik Abasıyanık Yi Men Hasan Hüseyin Korkmazgil Seyhan Erözçelik Salah Birsel Lale Müldür A. Kadir İlhami Bekir Tez Adnan Yücel Füruğ Ferruhzad Haydar Ergülen Jesus Lopez Pacheco Kenneth Rexroth Resul Rıza Kerim Korcan Özge Dirik Ömer Bedrettin Uşaklı Fakir Baykurt Attila İlhan Louise Gareau Des Bois Oruç Aruoba Hilmi Yavuz Erdal Alova A. Hicri İzgören Turgay Fişekçi İbrahim Karaca İsmet Özel Ahmet Oktay Sezai Karakoç Sun Yu-T'ang Kutsiye Bozoklar Bekir Yıldız Cevat Şakir Kabaağaçlı Miguel Hernandez Orhan Veli Kanık Cemal Süreya Sabri Altınel Cahit Zarifoğlu Ümit Yaşar Oğuzcan Asım Bezirci Turgut Uyar Ülkü Tamer Kahraman Altun Vyaçeslav Ivanov Murathan Mungan Fang Vei Teh Cahit Irgat Suat Vardal Fazıl Hüsnü Dağlarca Goethe Memet Fuat Özkan Mert Peter Abrahams Edip Cansever Mehmed Kemal Yaşar Nabi Nayır Hasan İzzettin Dinamo Müştak Erenus Asaf Halet Çelebi Gabriel Celaya Gülseli İnal Afşar Timuçin Özdemir Asaf Berin Taşan Suat Derviş Neşe Yaşın Yorgo Seferis Orhan Kemal Abdülkadir Bulut Vladimir Mayakovsky Sandor Petöfi Konstantinos Kavafis Kemalettin Kamu Faruk Nafiz Çamlıbel Pablo Neruda Hasan Biber Philippe Soupault Günter Kunert Behçet Aysan Can Yücel Enver Gökçe Liana Daskalova Tevfik El Zeyyad Adnan Özer Arif Damar Bertolt Brecht Tove Ditlevsen Özdemir İnce Hasan Basri Alp Ahmed Arif Arkadaş Z. Özger Yılmaz Güney Conrad Aiken Gülten Akın Aziz Nesin Oğuz Atay Cahit Sıtkı Tarancı Oktay Taftalı İlhan Berk Ataol Behramoğlu Rıfat Ilgaz Erdal Öz Nahit Ulvi Akgün Kemal Burkay Behçet Necatigil Vecihi Timuroğlu Dido Sotiriou Nicolae Dragos Nazım Hikmet Melih Cevdet Anday Ahmet Necdet Veysel Öngören Cengiz Bektaş Guy de Maupassant Süleyman Nesip Sandor Forbath Necati Cumalı Nihat Behram Akgün Akova Vasko Popa Kemal Özer Ahmet Ada Süleyman Çobanoğlu İsmail Uyaroğlu Vedat Türkali Cevdet Kudret Paul Eluard Suat Taşer Ingeborg Bachmann Birhan Keskin Kostas Kleanthis Zafer Ekin Karabay Mehmet Başaran Sabahattin Kudret Aksal Yannis Ritsos Behçet Kemal Çağlar Nikola Vaptsarov Metin Altıok Feyzi Halıcı Ozan Telli
by Ufuk Lüker
  • 500px
  • LinkedIn
  • Youtube
Mar Adentro (İçimdeki Deniz)Cidade De Deus (Tanrıkent)
Sayfanın başına dön