Nihat Behram – Bir Aşk Öncesinin Sızısı
Ah yine mi gönlümde benim
kuş uçar yana yana
su akar döne döne?
Filizlerin yaralısı aşkların
sır-sınır tanımayan düşleri
yine mi sarmış teni
asmalarda sürgünlerin belalısı işlere?
Gizleyemem:
bir yanım duruşundan sığırcık
bir yanım bakışından tomurcuk…
Bilemedim nasıl oldu:
kayıp gitmiş yüreğimin yarısı
ardı sıra çiçeğine goncalandı büyüsü…
Dahası var:
talan olur, yalan olur
yeşermeden yolan olur diye diye
ötesini- berisini soramadım kimselere düşümün
yazılarım- sızılarım saklı kaldı içimde;
bir kez olsun duruşunu saramadan ölür isem
suç benim!
“Boşver!” dedim:
eli- günü düşünecek an değil
yaralanan benim canım kime ne;
dudağımda kıvılcımın irisi…
Korktuğum şu:
ürkütürsem kavuşamam, ayışığı kirpikleri incinir;
gücenirse barışamam, bu dert beni bitirir…
Kısacası:
yoncalara oyalanmış gözlerinde
usul usul uçuşan kelebeksi o gülüş
saçlarında esin kuşun yavrusuna
yuva yuva kıvırcık
sesler beni köşe- bucak huyuna…
Neyleyim ki:
şu ömrümde doyamadı hasretlerin sürüsü
gide- gele yol üstünde kanarım;
ne gurbette ne sılada duruldum
ona yanarım.