Nihat Behram – İstanbul Seni Seçmeyecek
Birtakım karanlık adamlar şimdi
duvarları senin adınla karalıyor,
bu bana küfrü ve zincirleri anımsatıyor;
kanlı kağıtlar halindeki gazetelerde
delik deşik edilmiş arkadaşların
yüzümüze çarpar gibi çıkan resimlerini;
hücreleri anımsatıyor bu bana,
ellerimizin nasıl çiğnendiğini.
Bütün tepelerinde bu şehrin,bütün çukurlarında
tenekelerle çatılmış binlerce evden
geceler bir iskelet gölgesi gibi geçerken
ve daha öğrenmeden çocuklar isimlerini
vahşetle göz göze bakışırken
ve tehdit ve tehdit ve tehdit
kırbaçlarken
en delikanlı atılışlarını gençliğimizin
ve yasakken grev, arkadaşlık yasakken
sen bu şehirde
kanla yatışan bir sinirle gezindin.
Bu şehir seni seçmeyecek
çünkü bu şehirde sana
örümcekler ve akrepler arasında
kopan kolları ve parçalanan bacağıyla
mahzenlere tıkılan bir insandan
her gece kan getirildi.
İstanbul seni seçmeyecek
bu söz çırpınarak içimde
elektrikle sarsılan kalbimden yükseliyor,
hançer gibi sıyrılıyor kırılan dişlerimden.
Bu şehir seni seçmeyecek
çünkü ihanet bir şehre zehir verir
çünkü senin varlığın bu şehri karartıyor
bağrında bir yara gibi taşıyarak öğrendi bunu
bu şehir.