Nihat Behram – Ona Doğru Koşmak İçin
Sana ufku anlatmak istiyorum
Yüreğini
Avuçlarında bir güvercinin
Yüreğiyle yatıştıran çocuğun
Bileklerinde çözüp
Doldurduğu şeyi
Sana anlatmalıyım
Binlerce insan dökülmüş duraklara
Asfalttan, yapıılardan, seslerden;
Binlerce saattir oradalar
Ve kudurgan bir beyin
Ve kıpırtısız bir yürekle
Düşmanca birşeyler biriktiriyorlar karşılıklı
Ve herkes biribirine benziyor
Ve herkes yabancı birbirine üstelik
Sana ufku anlatmak istiyorum
Yalnayak
Ve aşağılara koşarken çaylarda
Çakıltaşları, çağlayanlar
Ve kayaların oyuklarında köpüren suyun
Düşündürdüğü şeyi
Sana anlatmalıyım
Vapurda, otobüste, odalarda unutulmuş gibiler
sıralar halinde gerneşmek için;
durgun, bulanık, bezgin…
zaman: tek yaşama biçimi
ve bankalar, sigortalar, belediye
meydanlara saatler koyuyor onlar için
ve unutsun diye gökyüzünü şehrin üstünde
oğlunu nefretle azarlayan bir kadın
kimseyi şaşırtmadan geçiyor o saatin dibinden
ve bonolar, çekler, borçlanışlarla
birbirine bulaşan kaypak ilişkiler
dişlemeye başlıyor çocukları bile
ve inzibatlar, polisler, mübaşirler
ve bin katlı elbiseler içinde bir takım insanlar
buyurmuş, teftiş ediyor şehri
Sana ufku anlatmak istiyorum
Bir ağacın kökleri ve dallarıyla
Uzanıp uzanıp vardığı şeyi
Sana anlatmalıyım
İçinde duvarlar uğulduyor ilişkilerin
İlanlar, rutubbet, çıkar…
Ve söz namusun simgesi değil,
Duygular öyle lekelenmiş
İçtenlik öyle hesap işi ki
Kimin öpüşleri bir papatya kadar temiz
Kim kime kıstırıldığı anda omuz verebilir?
Ya aşk: çarparak başlatan yeni şeyleri
O sevinç
Nerede şimdi?
Yine de güzel bazı duygular
Aşkla kendini onarıyor
Fakat rüzgarlı, yağmurlu ve sabahları
Bir sinir birikintisi olarak karşılamaktan
Bakışları gizlice köreliyor onun da
Ve hatta sağnağı bir nehir gibi
Yababi bir hayvanmış gibi düşünüp
Ürküyor
Ve giderek aciz,
Sinirli, habis insanlar dolduruyor cadeleri;
Oysa şehirden Yabani bir hayvan kadar uzakta nehir
Öpüşüyor uçsuz bucaksız bir çalkantıyla
Ve yüzlerce çocuk tanıyorum
Kaçak bir duygu taşıyan sinemalarda
Ona doğru koşmak için…
Sana ufku anlatmak istiyorum
Bağrına bayraklarla varılan
ve hayatın
yoldaşlık duygusu kadar katışıksız,
birlikte söylenen şarkılar kadar
ödünsüz olduğu yerde
başlayan şeyi
sana anlatmalıyım
Son mavisi gözlerinde kaldı gökyüzünün
Bu şehirde
Anlatmak istediğim