Özkan Mert – Hayatımızdan
Şubat 1969
Kış
Berrak
Güneşli hava.
Bir bardak çayım
Ve güzel düşlerim var
Dünyadan.
Duvar dibinde yanan
Bir kağıt parçası gibi
İçimde sevda.
Nergislerin ve sıcacık ekmeğin
Kokusu geliyor burnuma.
Param yokmuş
Açmışım
Yalnızmışım
Vız geliyor.
Nice nice dostlukları
Nice nice iyi, kötü günleri
Burjuva şairlerini
Geçip gitmişiz.
Ey elimi
Elinin üstüne,
Kalbimi
Kalbinin üstüne
Koyduğum sevgilim.
İzmir 1961 yılıydı
Genç ve diri
Aptal ve çılgın
Bir sevgi vardı içimde
Sonsuz güzel bahar.
Ben şaşılacak kadar
Bahar delisiyimdir
Vurgunumdur dünyaya
Bu yüzdendir içimdeki kin.
Nasıl unuturum
Anamın son nefesinde
Odanın ortasında
Kan gibi fırlattığı çığlığı.
Nasıl unuturum
O solgun, sapsarı benizlerini
Yeni doğan çocukların
Hayır arkadaş
Bir sinek gibi
Ölüp gidemez
İnsan
Yaşanacak güzel günler varken.
Söyleyecek sözlerimiz var
Bir kavgamız var
Dünyaya dair.
Kar yağıyor, kar yağıyor
Kızak kayıyor çocuklar.
Benim de içi saman dolu,
Bir atım vardı küçükken,
Şükran diye bir sevgilim.
O dünyalar güzeli
Bense bir elimde kılıcım
Asi
Atıp onu
Atımın terkisine tahtadan
Kaf dağının arkasındaki
Herkesin mutlu olduğu
Ülkeme götürdüğüm
Günaydın günaydın diyerek
Sıhhatli bir çocuk yüzü gibi
Sokak aralarından
Fışkıran
Şafağa.
Şimdi düşünüyorum da dostlar
Ne Kafdağı çocukluğumun
Ne sırça köşkü, ne de Şükran.
Bir şey var anlatmak istediğim: Hayat
İnsanlar mutluluğa aç
İnsanlar güzel günlere özlemli.
Yirmi beş yıl var yaşıyorum
Oysa sorsalar bana
Dün doğdum derim daha
Ve zaten yaşamak
Her gün
Yeniden
Yeniden
Doğmak değil midir?
Biraz da.
Bir taksi geçiyor yanımdan
Çamurlu sular sıçratarak üzerime
Bu bile ne güzel.
Bu gün işe gitmesem
Olmaz mı?
Acaba
Çıkıp sokaklara
Hiç tanımadığım insanlarla
Konuşsam
Marilyn Monroe’li bir film
Belki de
Akşama.
Şubat 1969
Kış
Berrak
Güneşli hava
Bir bardak çayım
Ve güzel düşlerim var
Dünyadan.
Çamurdan bir heykelmiş gibi dünyaya
Şekil verebilmek hayat.
Ve birden
Dönüp yüzümü
Dünyaya
Diyorum ki
Arkadaş;
Yaşarsa
Havaya sıkılı
Bir yumruk gibi
Yaşamalı insan