Ziya Osman Saba – Nişanlılık
hangi birini anayım,
buluştuğumuz kumluk, uzak iskele
her yerde bir başkalık.
ilk defa gelişimiz el ele.
sonra bir gün, kalabalık beyoğlu,
girdiğimiz dükkanlar, güler yüzlü satıcı
ikimizi yanyana oturtup
resmimizi çeken fotoğrafçı.
rüzgar dinmiş ağaçlar dinler gibi.
gün batarken sakin sonbaharda;
akşamları dolaşmamız
kol kola mühürdar’da
bir adam sokak fenerlerini yakar,
incecik vücudun vücuduma dayanırdı
her yolcu halden anlar
bizi uzaktan anlardı.
duyageldiği parmaklarımın, o yüzükler…
birinde benim adım, öbüründe senin adın
altın ışıklarıydı sanki,
yepyeni, tertemiz bir hayatın.
ne kadar ümitli, ne kadar iyiydik!
önümüze düşmüş bahtiyarlık,
iyi komşularla dolu mahallelerde,
kiralık bir kat aradık.
bir an gülümseyen talih, değişen kader,
ömrümde bir tek o sonbahar
ömrüm oldukça anacağım,
bir rüya görür gibi geçtiğimiz sokaklar.