• Kişisel
  • Kitaplık
Ufuk Lüker
  • Ana Sayfa
  • Şiir
  • Öykü
  • Müzik
  • Sinema
  • Yazın
  • Görsel
  • Ara
  • Menu Menu
Yazın

Edip Cansever İle

Son çıkan kitabınız ‘Şairin Seyir Defteri’ şu dizelerle başlıyor: ‘Doğanın bana verdiği bu ödülden / çıldırıp yitmemek için / iki insan gibi kaldım / birbiriyle konuşan iki insan.’ İçindeki ikinci insan nasıl oluştu? Bir şiir danışmanı mı, yoksa ikinci bir Cansever mi yarattınız? Doğa, son yıllarda iyiden iyiye yerleşti şiirlerime. Doğanın verdiği yalnızlık kendi kendinelik, beni hem monologa hem de diyalog kurmaya yöneltiyor. Şiiri doğadan sağdığıma göre, bu iç konuşmayı şöyle özetleyebilirim: Duymayı düşünmek, düşünmeyi duymak… Oysa şair ‘iç yalnızı’dır, bence. Genellersek, insan yalnızdır. Yalnızlığını başkalarıyla gideren tek yaratıktır.

Doğanın verdiği ödül şiir mi? Yalın ve ilkel olarak, evet.

Birkaç şiirimizi, kendi yöntemlerimle, yazılış sürecine geri götürmeyi denedim, edindiğim kanı, aşağı-yukarı şöyle oldu: İlgi alanının içindeki her şeyin şiirsel koordinatlarını bulmaya çalışmak; şiirlerimizin yapı taşlarını elde etmek için, yaşam yörüngenize giden olayları, durumları, nesneleri, öğelerine ya da niteliklerine indirgeyip doğal dengelerini bozarak temellerindeki çelişki, karşıtlık, devingenlik, durağanlık ilişkilerini açığa çıkarmak, bunların sağladığı çağrışım olanaklarıyla yeni birleşimlere varmak… Ne dersiniz? 

Öteden beri Eliot’nun ‘nesnel karşılık’ kuramına çok önem verdim. Yani duyguların, düşüncelerin, coşkuların vb. nesnel bir karşılığı olması kuramına. Böylece şiirsel bir dekor hazırlanması söz konusu. Şiirlerim küçük insandan, küçük durumsal anlardan çok, insan dramını, yani bir çelişkiler, karşıtlıklar bütünlüğünü içermeye yönelik olduğundan, bu dekorun nesneleri de, insanları da daha bir hareket halinde görünüyorlar sanırım.

‘Cansever’in şiirleri kendini konu alan bir yaşam tragedyasının ayrı ayrı bölümleri gibidir’ demiştim bir yazımda. Bu değerlendirmem doğru mu? 

Şairin kendini konu yapması elbette doğal bir şey. Ne var ki, tragedya yazmak şairi zaman zaman dış dünyaya itiyor. Salt öznellikten kaydırıyor. Şu da var: Tragedya bir karşıtlıklar bütünü olduğuna göre diyalektiktir. Acıma, korku uyandıracak insanlara arınma sağlama klasik tragedyanın amacıdır. Buysa kaderciliktir, insan yaşamının etkinliğini durallaştırmaktır. Ben, insan soyu sürdüğünce tragedyanın da geçerli olacağına, kapsayıcı bir yazın biçimi olacağına inanmaktayım. Şöyle ki, insanlık toplumcu düzene geçse de, bireyin bireyle, bireyin çevresiyle çatışması engellenemez.

Şiirlerinden ayrı düşündüğüm şairler vardır. Şiirlerinden ayrı bir Cansever düşünemiyorum… 

Bireyliğimi korumak, aşırı öznelliğe kaçmamak koşuluyla.

Ben daha değişik bir yanıt bekliyordum. Şiirinizle öylesine özdeşleşmişsiniz ki, sizi şiirinizin, şiirinizi sizin dışınızda aramak, evreni evrenin dışında aramak gibi… 

Şiir, şairin özgül değeri, özgül biçimi olmalı, bence.

Her kitabınızda, gelecekte geleceğinizin şiir dönemlerinin öncü şiirlerine rastlanıyor. Ama çok kez, muştulanan döneme hemen geçilmediği görülmekte. Nedenini açıklar mısınız? 

Yörüngemde iki şiir devinimi oluyor. Bunlardan biri, gene de bir bütünsellik içinde yazdığım (Sevda ile Sevgi’de olduğu gibi) kısa şiirler. Anlık duygulanımların şiirleri de denilebilir. Ötekisiyse, düşünceye ağırlık veren, bir sorunsalı içeren şiirler. Birinden birine geçerken, daha geçme döneminde kitaplarımı birbirine bağlayabiliyor yazdıklarım. Bazen de birkaç kitaptan sonra gerçekleşiyor bu.

Şairler, ustalıklarının doruğuna ulaştıklarında, geçmiş, şimdi, gelecek arasındaki yapay sınırları umursamamaya, gerekirse zamanı kendi diledikleri gibi bölümlemeye, şiirlerinde takvim yılını bırakıp başka bir yılı (ben buna ‘Şiir Yılı’ diyorum) kullanmaya başlıyorlar. Bu, ‘zaman dışılık’ özlemi nereden geliyor? 

Bu sorunuzu şöyle yanıtlayabilir miyim acaba? Güncel olanı (güncel bir olayı, güncel bir tutumu vb.) soyutlayıp daha sonra somuta dönüştürerek (şiir bir somutlamadır çünkü) bir genelliğe varmak, böylelikle onu zamanlara yaymak, hatta zaman ötelerine götürmek özlemi, yaratının ilk koşulu, bence. Ama, sizin sorunuz daha başka. Şöyle diyebiliriz: Şair yaşadığı zaman diliminin ya da kesitinin bilinçle dışına çıkabilir. Bu yol alış, geçmişe doğru da olabilir, geleceğe de. Yani dolaysız olarak genişletilebilir şiirin zamansal boyutları. Bağlayalım: Yaşantılar üst üste biriktikçe, geçmiş aşındıkça, ölüm duygusu daha bir yakından yaşandıkça; kısacası, anlamsızlığa karşı bir başkaldırış oluyor. ‘Zaman dışılık’ özlemi.

Şiiriniz üzerine özellikle sorulmasını istediğiniz, daha önceki konuşmacıların sormadığı bir soru var mı? 

Sorulmasını istediğim çok soru var. Ve kendi kendime soruyorum durmadan; daha duyulmamış duyguların tarihçisi olarak.

(Mustafa Öneş, Gösteri, Ocak 1981)

Etiketler: Edip Cansever
Bu gönderiyi paylaş
  • Share on Facebook
  • Share on Twitter
  • Share on Tumblr
  • Mail üzerinden paylaş
Beğenebilecekleriniz:
Edip Cansever – Seniha’nın Günlüğünden 6
Edip Cansever – Şey Şey Şey ve Şeylerden
Edip Cansever – Cemal’in İç Konuşmaları 2
Edip Cansever – Seniha’nın Günlüğünden 3
Edip Cansever İle
Edip Cansever – Eski Bir Takvim İçin Şiirler

Site içerisinde ara

Son Eklenenler

  • Deniz Durukan – Refik Durbaş İle
  • Ahmed Arif – Basübadelmevt
  • Ahmed Arif – Tutuklu
  • Ahmed Arif – Yurdum Benim Şahdamarım
  • Cemal Süreya – Bir Şair: Ahmed Arif

Site istatistikleri

  • 0
  • 104
  • 86
  • 8.954.123
  • 3.923.982

RSS [Kişisel] Son okuduklarım

  • Sapiens: a Graphic History, Volume 1 - The Birth of Humankind
  • Kara Yarısı
  • Atta
  • Gaip
  • Bangır Bangır Ferdi Çalıyor Evde...
  • Lizbon Kuşatmasının Tarihi
@ufukluker'i takip et

Etiketler

Nihat Behram İbrahim Karaca Vecihi Timuroğlu Birhan Keskin Lale Müldür Louis Macneice Veysel Öngören Arif Damar Guy de Maupassant Ahmet Ada Gülten Akın Ahmet Telli Melih Cevdet Anday Ozan Telli İlhan Berk Cahit Külebi Türkan İldeniz Ümit Yaşar Oğuzcan Turgut Uyar Vladimir Mayakovsky A. Hicri İzgören Feyzi Halıcı Ece Ayhan Bedri Rahmi Eyüboğlu Suat Vardal Cahit Zarifoğlu Yaşar Nabi Nayır Cahit Irgat Bejan Matur A. Kadir Attila İlhan Ahmet Oktay Yılmaz Güney Kemal Özer Halim Şefik Güzelson Behçet Kemal Çağlar Suat Taşer Akgün Akova Miguel Hernandez Yorgo Seferis Gabriel Celaya Enver Gökçe Cengiz Bektaş Nicolae Dragos Seyhan Erözçelik Salah Birsel Arkadaş Z. Özger Aziz Nesin Louise Gareau Des Bois Hasan Hüseyin Korkmazgil Şükrü Erbaş Memet Fuat Orhan Kemal Refik Durbaş Fethi Giray Talip Apaydın İsmail Uyaroğlu Kerim Korcan Kutsiye Bozoklar Sabahattin Kudret Aksal İsmet Özel Ahmed Arif Adnan Yücel E. E. Cummings Vedat Türkali Fazıl Hüsnü Dağlarca Neşe Yaşın Ahmet Erhan Can Yücel Süleyman Nesip Tove Ditlevsen Hilmi Yavuz Barış Pirhasan Özdemir Asaf Afşar Timuçin Edip Cansever Sabahattin Ali Kenneth Rexroth Behçet Aysan Faruk Nafiz Çamlıbel Kostas Kleanthis Berin Taşan Kahraman Altun Nikola Vaptsarov Ömer Bedrettin Uşaklı Altay Öktem Kemalettin Kamu Erdal Alova Resul Rıza Sandor Forbath Şükran Kurdakul Yaşar Miraç Konstantin Simanov Yi Men Suat Derviş Ülkü Tamer Vyaçeslav Ivanov Oruç Aruoba Ingeborg Bachmann Adnan Binyazar Orhan Veli Kanık Cevdet Kudret Goethe Hasan Basri Alp Ercüment Behzat Lav Turgay Fişekçi Özdemir İnce Gülseli İnal Asım Bezirci Cemal Süreya Abdülkadir Bulut Süleyman Çobanoğlu Peter Abrahams Sabri Altınel Mehmet Başaran Nazım Hikmet Ataol Behramoğlu Bertolt Brecht Müştak Erenus Sezai Karakoç Hasan Biber Sennur Sezer Sun Yu-T'ang Mehmed Kemal Nahit Ulvi Akgün Ahmet Muhip Dranas Füruğ Ferruhzad Özkan Mert Adnan Özer Ahmet Necdet Philippe Soupault Metin Eloğlu Tevfik El Zeyyad Haydar Ergülen Orhan Murat Arıburnu Bilgin Adalı Pablo Neruda Bekir Yıldız Cahit Sıtkı Tarancı Yılmaz Odabaşı Murathan Mungan Sinan Kukul Erdal Öz Mehmet Yaşin Özge Dirik Kemal Burkay Conrad Aiken Yannis Ritsos Metin Demirtaş Dido Sotiriou Oktay Rifat Zafer Ekin Karabay Ziya Osman Saba Hasan İzzettin Dinamo Sandor Petöfi Eugene Guillevic Asaf Halet Çelebi Behçet Necatigil Rıfat Ilgaz Oğuz Atay Celal Sılay Fang Vei Teh Federico Garcia Lorca Jose Marti Necati Cumalı Metin Altıok Heinz Kahlau Konstantinos Kavafis Jesus Lopez Pacheco Liana Daskalova Vasko Popa Günter Kunert Cevat Şakir Kabaağaçlı Adalet Ağaoğlu Oktay Taftalı İlhami Bekir Tez Yaşar Kemal Sait Faik Abasıyanık Paul Eluard Fakir Baykurt Abdülkadir Budak Blas De Otero Enis Batur
by Ufuk Lüker
  • 500px
  • LinkedIn
  • Youtube
Hilmi Yavuz İleEdip Cansever İle
Sayfanın başına dön