• Kişisel
  • Kitaplık
Ufuk Lüker
  • Ana Sayfa
  • Şiir
  • Öykü
  • Müzik
  • Sinema
  • Yazın
  • Görsel
  • Ara
  • Menu Menu
Sinema

Green Zone (Yeşil Bölge)

Amerikan toplumunun ve de militarizminin Irak konusundaki günah çıkarmaları devam ediyor. Neden o topraklarda bulunduklarını sorgulamaktan çok askerlerin yaşadığı psikolojiyi anlatarak altı Oscar’a ulaşan ‘The Hurt Locker’ın, üzerimize boca ettiği onca patlamadan mütevillit toz bulutunu henüz silkelemişken, bugünden itibaren vizyona giren ‘Yeşil Bölge’yle (Green Zone) de meselenin daha ‘derin’ noktalarında dolaşıyoruz. İrlanda tarihi içinde son derece önemli bir yeri olan ‘Kanlı Pazar’ı, belgesele yakın bir anlatımla ve yüreklerimize işleyen bir filmle önümüze atan Paul Greengrass, bu çıkışının ardından ‘felsefi’ içeriği de olan aksiyonların yönetmeni olup çıkıverdi. ‘Adamı’ haline gelen Matt Damon’la tamamladıkları ‘Bourne serisi’nin, ikinci ve üçüncü adımı ‘Medusa Darbesi’yle ‘Son Ültimatom’da kamera arkasına da geçen İngiliz yönetmen, ‘Yeşil Bölge’yi de bir anlamda Bournevari çizgilerle donatmış.

‘Macellan’ yalanı

Hikâye, Pentagon’un Irak’a girme gerekçeleri üzerine kafa patlatıyor. Senaryo ise Washington Post’un eski Bağdat Büro Şefi Rajiv Chandrasekaran’ın ‘Imperial Life in the Emerald City’ adlı kitabına dayanıyor. Dolayısıyla öyküde gerçekçilik yoğun olarak hissediliyor ama filmin sonuçta bir kurguya dayandığını ve hayatın, çoğu kez olduğu gibi farklı yerlerde aktığını görmek mümkün. Konuya dönersek… Yıl 2003; Amerika, müttefiklerle birlikte Irak’a girmiş. Küçük bir birliğin başındaki kıdemli çavuş Roy Miller ise, adamlarıyla birlikte ihbar alınan yerlerde ‘kimyasal silah’ arıyor. Lakin nereye el atsa, boş çıkıyor. Birkaç operasyon sonra Miller, bu gerekçenin koca bir yalan olduğunun farkına varıyor. Ve bu noktada da savaşına başlıyor. Öykünün diğer karakterleri ise aynı yalanın peşinde olan CIA Büro Şefi Martin Brown, yörenin istihbaratından sorumlu Clark Poundstone ve ‘embedded’ gazeteci olarak çalışan The Wall Street Journal muhabiri Lawrie Dayne. Miller, meselenin derinlerine indikçe, harekâtı kamuoyu gözünde ‘legalleştiren’ Dayne’nin yazılarına rastlıyor ve muhabirin haber kaynağını merak ediyor. Dayne ise haberlerinde, Beyaz Saray’a yakın çevrelerin kendisine ‘Macellan’ kod adlı bir Iraklı üst düzey askeri yetkiliden bahsedildiğinden dem vuruyor ve bu şahıstan alınan bilgiler doğrultusunda ‘Kimyasal silahlara’ sahip olan Saddam’ı devirmek için harekete geçildiğini yazıyor. Miller da, bir anlamda tıpkı Bourne gibi takımdan ayrı düz koşulara girişerek bu teorinin doğru olup olmadığını araştırıyor.

El Baradey o kadar söylemişti

Greengrass elbette o üstün yetenekleriyle bu öyküye yeterince felsefe ve aksiyon katmayı ve heyecanı, son ana kadar ayakta tutmayı başarıyor. Saddam’ın generali El Ravi ve bir ayağını İran-Irak savaşında kaybeden ve Miller’ın tercümanı olmak gibi bir görevi gönüllü üstlenen Freddy vasıtasıyla da, karakter dengelerini sağlıyor. Lakin, bu noktada World Socialist Web Site yazarı Jane Stimmen’ın eleştirisine kulak vermek gerekiyor gibi geldi bana: “Amerikalı ve İngiliz film yapımcıları, bu türden gerçeğe dayanan hikâyeleri çok da önceden önümüze getirmeliydi. Artık, Miller’ın ‘Bize yalan söylendi’ ya da ‘Herkes gerçeği bilmeli’ türünden çıkışları için çok geç.” Fakat, Stimmen’ın da vurguladığı gibi böylesi ‘itiraflar’ın öne çıktığı filmleri izlemek de kötü bir şey değil. Hoş, bu filmin içeriğinden Amerikan halkı nasıl etkilenir ya da onları bu mesele ilgilendirir mi bilemem ama Pentagon, ‘Green Zone’dan farklı bir bakış açısıyla yararlanabilir. Gerçi onların her işgal için her zaman bir nedeni var, ama belki de daha sonraki adımlara yönelik daha ‘geçerli ve zekice’ gerekçeler üretebilirler. Bu arada mesela, Irak Harekâtı’nın en başından beri Saddam’ın elinde kimyasal silah olmadığını iddia eden BM Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Başkanı Muhammed El Baradeiy, ‘Green Zone’u izlediğinde “Yahu ben en baştan beri bunu söylüyordum, bir kere bile bana inanmadınız, şimdi filmini çekiyorsunuz” diyebilir.

Oyunculuklara gelince; geçmişte Farrely biraderlerin ‘Stuck on You’sunda (Takıldım Sana) yapışık ikizleri canlandıran Matt Damon ve Gregg Kinnear’ın bu kez ayrı cephelerde savaşması ilginç olmuş tabii ki. Üstelik Kinnear’ın canlandırdığı Clark Poundstone, hem öykünün ‘kötü adam’ı, hem de çizdiği karakterle Donald H. Rumsfeld çağrışımları yapıyor. CIA İstasyon Şefi Martin Brown’da ise Brendan Gleeson, El Ravi’deki Igal Naor’la birlikte öykünün ‘en cool’ları olarak dikkat çekiyor.
Sonuç? “Gerçeklerle flört konusunda, kayda değer ‘Irak cephesi’ filmlerinden biri olarak ‘Yeşil Bölge’, izlenmeye değer bir çaba” demek boynumuzun borcu.

(Uğur Vardan)

Bu gönderiyi paylaş
  • Share on Facebook
  • Share on Twitter
  • Share on Tumblr
  • Mail üzerinden paylaş

Site içerisinde ara

Son Eklenenler

  • Deniz Durukan – Refik Durbaş İle
  • Ahmed Arif – Basübadelmevt
  • Ahmed Arif – Tutuklu
  • Ahmed Arif – Yurdum Benim Şahdamarım
  • Cemal Süreya – Bir Şair: Ahmed Arif

Site istatistikleri

  • 8
  • 1.911
  • 1.341
  • 9.000.106
  • 3.956.449

RSS [Kişisel] Son okuduklarım

  • Öbürküler
  • Dünya Bu Kadar
  • Sapiens: a Graphic History, Volume 1 - The Birth of Humankind
  • Kara Yarısı
  • Atta
  • Gaip
@ufukluker'i takip et

Etiketler

Sezai Karakoç Fakir Baykurt Enver Gökçe Vladimir Mayakovsky Nazım Hikmet Gabriel Celaya Oğuz Atay Orhan Kemal Erdal Öz Mehmet Yaşin Şükran Kurdakul Ozan Telli Sennur Sezer Neşe Yaşın Adalet Ağaoğlu A. Hicri İzgören Sabahattin Ali Peter Abrahams Suat Vardal E. E. Cummings Adnan Yücel Özge Dirik Hasan Hüseyin Korkmazgil Cevdet Kudret Jose Marti Yılmaz Odabaşı Attila İlhan Blas De Otero Celal Sılay Hasan Biber Yılmaz Güney Cevat Şakir Kabaağaçlı Jesus Lopez Pacheco Kemalettin Kamu Mehmet Başaran Turgay Fişekçi Talip Apaydın Metin Demirtaş Louis Macneice Hasan Basri Alp Gülten Akın Hilmi Yavuz Can Yücel İsmail Uyaroğlu Orhan Veli Kanık İbrahim Karaca Resul Rıza Vecihi Timuroğlu Zafer Ekin Karabay Berin Taşan Miguel Hernandez Bertolt Brecht Seyhan Erözçelik Ömer Bedrettin Uşaklı Ülkü Tamer Sandor Forbath Süleyman Çobanoğlu Sait Faik Abasıyanık Ercüment Behzat Lav Gülseli İnal Ahmet Oktay Abdülkadir Budak Bejan Matur Sun Yu-T'ang Bedri Rahmi Eyüboğlu Nicolae Dragos Hasan İzzettin Dinamo Ahmet Ada Vyaçeslav Ivanov Afşar Timuçin Arif Damar Ziya Osman Saba Özdemir İnce Faruk Nafiz Çamlıbel Necati Cumalı Yaşar Miraç Cahit Sıtkı Tarancı Vasko Popa Yorgo Seferis Kerim Korcan Altay Öktem Abdülkadir Bulut Eugene Guillevic Metin Altıok Memet Fuat Goethe Vedat Türkali Barış Pirhasan Sabahattin Kudret Aksal Refik Durbaş Ece Ayhan Suat Taşer Sandor Petöfi Enis Batur Heinz Kahlau Ahmet Muhip Dranas Aziz Nesin Arkadaş Z. Özger Ahmed Arif Pablo Neruda Nahit Ulvi Akgün Özdemir Asaf Louise Gareau Des Bois Oruç Aruoba Tevfik El Zeyyad Federico Garcia Lorca Kenneth Rexroth İlhan Berk Yannis Ritsos Adnan Özer Kostas Kleanthis Ümit Yaşar Oğuzcan Yi Men Sinan Kukul Fang Vei Teh Kemal Özer Nikola Vaptsarov Türkan İldeniz Guy de Maupassant Halim Şefik Güzelson Şükrü Erbaş Cahit Zarifoğlu Konstantin Simanov Edip Cansever Cahit Irgat Haydar Ergülen Özkan Mert Kahraman Altun Bekir Yıldız Paul Eluard Akgün Akova Müştak Erenus Rıfat Ilgaz Behçet Aysan Cengiz Bektaş Ahmet Telli Nihat Behram Conrad Aiken Günter Kunert Salah Birsel Turgut Uyar Ataol Behramoğlu Suat Derviş Behçet Necatigil Metin Eloğlu Melih Cevdet Anday Kemal Burkay Murathan Mungan Tove Ditlevsen Philippe Soupault İlhami Bekir Tez Füruğ Ferruhzad Behçet Kemal Çağlar Orhan Murat Arıburnu Oktay Rifat İsmet Özel Ingeborg Bachmann Ahmet Erhan Sabri Altınel Liana Daskalova Oktay Taftalı Konstantinos Kavafis Ahmet Necdet Fazıl Hüsnü Dağlarca Erdal Alova Cahit Külebi Bilgin Adalı Adnan Binyazar Asım Bezirci Lale Müldür Mehmed Kemal Asaf Halet Çelebi Veysel Öngören Yaşar Kemal Dido Sotiriou Kutsiye Bozoklar Yaşar Nabi Nayır Cemal Süreya Fethi Giray Birhan Keskin Süleyman Nesip Feyzi Halıcı A. Kadir
by Ufuk Lüker
  • 500px
  • LinkedIn
  • Youtube
Norwegian Wood (İmkansızın Şarkısı)Bin Jip (Boş Ev)
Sayfanın başına dön